E-ISSN 2149-4975
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi - Turk J Card Nur: 11 (25)
Cilt: 11  Sayı: 25 - Ağustos 2020
ARAŞTIRMA
1. 
Kalp Yetersizliği Olan Yaşlı Bireylerin Kırılganlık Durumunun Belirlenmesi
Determination of Frailty Status of Elderly Individuals With Heart Failure
Merve Yalınkılıç, Kimya Kılıçaslan, Hilal Uysal, Saniye Bilgin, Nuray Enç
doi: 10.5543/khd.2020.06025  Sayfalar 51 - 59
Amaç: Bu araştırma kalp yetersizliği olan yaşlı bireylerin kırılganlık durumlarının belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi.
Yöntemler: Araştırmaya İstanbul ilinde yer alan bir eğitim araştırma hastanesinin kardiyoloji servislerinde yatan, kalp yetersizliği tanısı konulmuş, 65 yaş ve üzerinde 151 hasta dahil edildi. Araştırma tanımlayıcı- ilişki arayıcı bir çalışmadır. Çalışmada veri toplama araçları olarak sosyodemografik özellikler hasta tanılama formu, Edmonton Kırılganlık Ölçeği, Mini Nutrisyonel Değerlendirme (MNA) Anketi- Uzun Versiyonu ve Sağlık Algısı Ölçeği kullanıldı. Çalışmanın istatistikleri Windows IBM SPSS 21.0 paket programı ile yapıldı. İstatistiksel analizler için sayı, yüzdelik, aritmetik ortalama, t-testi, Mann-Whitney U testi, Pearson ve Spearman’s korelasyon analizleri kullanıldı. Sonuçlar % 95’lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi.
Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerin %58.3’ünün erkek, %69.5’inin evli, %86.8’inin ilköğretim mezunu, yaş ortalamalarının 71.6±6.38, beden kitle indeksi ortalamalarının 28.07±4.78 olduğu bulundu. Edmonton Kırılganlık Ölçeği puan ortalamalarına göre (9.63±2.99) bireylerin orta kırılgan seviyesinde olduğu saptandı. Kadınların, bekar olanların, sosyal güvencesi olmayanların, sigara içmeyenlerin ve iki haftadır üzgün hissedenlerin kırılganlık puan ortalamalarının anlamlı olarak daha yüksek olduğu tespit edildi. MNA puan ortalamalarına göre (19.25±4.38) bireylerin malnutrisyon açısından risk altında oldukları saptandı. Hastaların malnutrisyon riski ile kırılganlık durumları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. Malnütrisyon riski arttıkça kırılganlık şiddetinin de arttığı belirlendi. Sağlık algısı ölçeği toplam puan ortalamasının (33.56±7.16) orta düzeyde olduğu tespit edildi. Bireylerin sağlık algısı ile malnutrisyon durumu arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı.
Sonuç: Kalp yetersizliği olan yaşlı bireylerin kırılganlık seviyesinin orta düzeyde olduğu, malnutrisyon açısından risk altında olduğu, sağlık algısının orta düzeyde olduğu belirlendi. Kadın cinsiyet, bekar, sosyal güvencesi olmayan, sigara içmeyen, iki haftadır üzgün hisseden bireylerin ve beslenme durumu açısından riskli grupta olanların kırılganlık şiddetinin arttığı bulundu.

2. 
Kalp Yetersizliği Hastaları ve Bakım Veren Aile Üyelerinde Yaşam Kalitesi, Depresyon, Anksiyete, Stres ve Spiritüel İyilik Hali Arasındaki İlişki
The Correlation Between Quality of Life, Depression, Anxiety, Stress, and Spiritual Well-Being in Patients with Heart Failure and Family Caregivers
Zehra Gök Metin, Aylin Helvacı
doi: 10.5543/khd.2020.93898  Sayfalar 60 - 70
Amaç: Bu araştırmanın amacı, kalp yetersizliği hastaları ve bu hastalara bakım veren aile üyelerinde yaşam kalitesi, depresyon, anksiyete, stres ve spiritüel iyilik hali durumları arasındaki ilişkiyi belirlemekti.
Yöntemler: Bu tanımlayıcı, korelasyonel araştırma, Ankara'da bir koroner bakım ünitesinde Mart-Ekim 2018 tarihleri arasında yürütüldü. Çalışmaya, 60 kalp yetersizliği olan hasta ve bu hastalara bakım veren 60 aile üyesi olmak üzere toplam 120 kişi dahil edildi. Araştırma verilerinin toplanmasında Kansas City Kardiyomiyopati Anketi, Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Formu ve Spiritüel İyilik Hali Ölçeği kullanıldı. Araştırma verileri tanımlayıcı ve korelasyonel istatistikler ile analiz edildi. Kansas City Kardiyomiyopati Anketi, Depresyon, Anksiyete, Stres Ölçeği, Dünya Sağlık Örgütü Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kısa Formu ve Spiritüel İyilik Hali Ölçeği puanları arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Pearson korelasyon testi kullanıldı.
Bulgular: Hastaların yaşam kalite puanları azaldıkça depresyon, anksiyete, stres puanlarının arttığı bulundu (p<0.05). Öte yandan, hastaların yaşam kalitesi puanları arttıkça, spiritüel iyilik halinin de yükseldiği belirlendi (p<0.05). Bakım verenler ele alındığında, benzer şekilde yaşam kalitesi puanları azaldıkça depresyon, anksiyete, stres puanlarının arttığı ve spiritüel iyilik halinin azaldığı bulundu (p<0.05). Ayrıca, hastaların yaşam kalitesi ve spiritüel iyilik hali puanları azaldıkça bakım verenlerin de depresyon, anksiyete, stres puanlarının arttığı tespit edildi (p<0.05).
Sonuç: Bu çalışma, hem kalp yetersizliği hastalarında hem de bakım verenlerde yaşam kalitesi azaldıkça depresyon, anksiyete, stres durumunun arttığını ve spiritüel iyilik halinin azaldığını ortaya çıkardı. İleride kalp yetersizliği hastaları ve bu hastalara bakım veren aile üyeleri için düzenlenen eğitim ve danışmanlık programlarının hem hastaların hem de bakım veren aile üyelerinin psikososyal durumlarını ve spiritüel iyilik hallerini değerlendirmesi önerildi.

3. 
Koroner Arter Hastalarında Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin Türkçeye Uyarlama Çalışması
Turkish Adaptation Study of the Heart Quality of Life Scale in Coronary Artery Patients
Özlem Duğan, Hicran Bektaş
doi: 10.5543/khd.2020.38278  Sayfalar 71 - 81
Amaç: Koroner arter hastalıkları sık görülen ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir sağlık sorunudur. Bu çalışma Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin Türkçeye uyarlanması amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Yöntemler: Bu metodolojik çalışma, bir üniversite hastanesinin kardiyoloji polikliniğinde, 21 Ocak-24 Nisan 2017 tarihleri arasında koroner arter hastası 180 hasta ile yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak “Kişisel Bilgi Formu”, “Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği” ve “MacNew Kalp Hastalığı Sağlıkla İlgili Yaşam Kalitesi Ölçeği” kullanılmıştır. Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin geçerliği; kapsam geçerliği, ölçüt geçerliği ve yapı geçerliği ile belirlenmiştir. Ölçeği güvenirliğini test etmek için iç tutarlık ve madde analizleri yapılmıştır. Çalışmanın yürütülebilmesi için etik kurul, kurum izni ve katılımcılardan yazılı izinler alınmıştır.
Bulgular: Katılımcıların yaş ortalaması 62.4±8.30, %77.2’si erkeklerden oluşmaktadır. Geçerlik analizi sonucunda, Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin iki alt boyuttan oluştuğu belirlenmiştir. Ölçeklerin orijinal yapısından çıkarılan madde olmamıştır. Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği’nin Cronbach alfa güvenirlik katsayısı genel 0.88, alt boyutlarında 0.74 ile 0.87 olarak bulunmuştur. Madde analizleri incelendiğinde madde ortalamalarının birbirine yakın, alt üst grup ortalamalarına göre maddelerin ayırt edici özelliğinin yüksek ve ölçeğin koroner arter hastalarının yaşam kalitesini ölçmede güvenilir olduğu bulunmuştur.
Sonuç: Kalp Yaşam Kalitesi Ölçeği Türkçe versiyonunun koroner arter hastaları için geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu belirlenmiş olup, ölçeğin koroner arter hastalarının yaşam kalitesinin değerlendirilmesinde kullanılması önerilmektedir.

4. 
Akut Koroner Sendrom Geçiren Hastalarda Risk Faktörlerinin Belirlenmesi
Determination of Risk Factors In Patients With Acute Coronary Syndrome
Aynur Kaynar Şimşek, Şule Ecevit Alpar
doi: 10.5543/khd.2020.08769  Sayfalar 82 - 89
Amaç: Bu araştırma akut koroner sendrom (AKS) ile başvuran hastalarda koroner arter hastalığı (KAH) risk faktörlerini belirlemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapıldı.
Yöntemler: Araştırmaya bir üniversite hastanesinde 2018- 2019 tarihleri arasında acilden ya da poliklinikten AKS ile kardiyoloji kliniğine yönlendirilen 120 hasta dahil edildi. Veriler Hasta İzlem Anketi ile toplandı.
Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 54.71±9.8 olup (kadın: 54.82±9.36; erkek: 54.69±9.91), %85.8’i (n=103) erkekti ve %64.2’sinin (n=43) toplam aylık geliri 2000-5000 TL idi. Hastalar KAH risk faktörleri açısından değerlendirildiğinde; %82.5’inin fiziksel aktivite yapmadığı, %76.6’sının sistemik bir hastalığının olduğu ve KAH olan bireylerin %80.7’sinin tanısını bilmediği, %69.2’sinin (n: 83) ailesinde KAH öyküsünün olduğu, %66.7’sinin stresini kontrol etmede yetersiz kaldığı, %56.7’sinin sigara kullandığı tespit edildi. Risk faktörleri cinsiyete göre karşılaştırıldığında, kadınların beden kitle indeksi (31.63) ve stresi konturol etmede yetersiz kalma durumu (%94.1) erkeklere göre yüksek bulundu (p<0.005). Ayrıca risk faktörlerinin görülme sıklığı cinsiyete göre karşılaştırıldığında kadınlarda stres (%94.1) birinci sırada iken, erkeklerde hiperkolesteroleminin (%92.0) birinci sırada yer aldığı tespit edildi.
Sonuç: AKS geçiren hastaların, KAH risk faktörlerini (cinsiyet, yaş, sistemik hastalıklara sahip olmak, sigara içmek, yetersiz fiziksel aktivite, stres, dislipidemi, beden kitle indeksinin yüksek olması) taşıdıkları saptandı. Ayrıca düşük gelirli olmak, KAH’nın farkındalığının olmaması AKS geçirme riskini artırdığı sonucuna varıldı.

DERLEME
5. 
Kalp Yetersizliği Hastalarında Uyku Sorunları ve Nonfarmakolojik Tedavi Yöntemleri
Sleep Problems In Patients With Heart Failure and Non-Pharmacological Treatment
Abdullah Avcı, Meral Gün
doi: 10.5543/khd.2020.30974  Sayfalar 90 - 99
Temel ve vazgeçilmez bir gereksinim olan uyku kalp yetersizliği hastalarında yaşam kalitesi ve iyilik durumunu etkileyen en önemli faktördür. Kalp yetersizliğinde görülen nefes darlığı, öksürük, yorgunluk, noktüri, depresyon gibi semptomlar uyku kalitesinin bozulmasına, uyku kalitesinin bozulması ise hem hastalığın semptomlarının artışına hem de yaşam kalitesinin azalmasına neden olmaktadır. Kalp yetersizliği hastaları uykuyu başlatma ve sürdürmede zorluk, gece sık uyanma, gündüz aşırı uykuluk hali ve sabahın erken saatlerinde uyanma gibi çeşitli uyku sorunları yaşamaktadır. Farmakolojik yöntemler uyku sorunu yaşayan hastaların tedavisinde en çok bilinen ve en sık başvurulan yöntemlerdendir. Ancak uyku sorununa yönelik alınan ilaçların uzun süre kullanımı sonucunda ciddi yan etki geliştirme potansiyelinin olduğu bildirilmektedir. Bu nedenle özellikle son yıllarda uyku sorunu yaşayan bireylerde uyku kalitesini arttırmak için nonfarmakolojik yöntemlerin kullanımı giderek artmaktadır. Bu yöntemlerin hemşirelik girişimlerinin bir parçası olarak kullanılması ve hasta bakımına dahil edilmesiyle birlikte profesyonelleşme sürecinin hızlanacağı düşünülmektedir. Bu derlemenin amacı; uyku sorunlarını önlemede önemli bir role sahip olan hemşirelere kalp yetersizliği hastalarında uyku sorunlarını erken dönemde tanılama, uyku sorunlarına neden olan faktörleri belirleme ve çözüme yönelik nonfarmakolojik tedavi yöntemleri hakkında bilgi vermektir.

OLGU SUNUMU
6. 
Deli Bal Zehirlenmesinde Fonksiyonel Sağlık Örüntülerine Göre Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu
Nursing Care According To Functional Health Patterns in Mad Honey Poisoning: A Case Report
Yasemin Kalkan Uğurlu, Nuray Enç
doi: 10.5543/khd.2020.50479  Sayfalar 100 - 104
Deli bal zehirlenmesi, Türkiye’nin daha çok Karadeniz bölgesinde görülür ve Rhododendron polen ve nektarlarından üretilen ve grayanotoksin içeren balın tüketilmesiyle ortaya çıkar. Balın içerisinde bulunan grayanotoksinler insan vücudunda hücre membranlarındaki sodyum kanallarına bağlanarak etki göstermektedir. Doza bağımlı olarak hafif gastrointestinal sistem bulgularından yaşamı tehdit edebilen bradiaritmiler, hipotansiyon gibi kardiyovasküler sistem bulgularına kadar çeşitli semptomlara neden olmaktadır. Bu yazıda bal yedikten sonra acil servise baş dönmesi, kusma ve soğuk terleme şikayetleriyle başvuran, çekilen elektrokardiyografisinde sinüs bradikardisi saptanması nedeniyle kardiyoloji servisine yatışı yapılan hasta tartışıldı. Hastaya Gordon’un fonksiyonel sağlık örüntüleri modeli kullanılarak” düşme riski, aktivite intoleransı, deri bütünlüğünde bozulma riski, konstipasyon, kardiyak debide azalma riski” tanıları konuldu, hemşirelik bakımı verildi ve sonuçlar değerlendirildi.

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi