Objective: This cross sectional study was planned to investigate the relationship between quality of life and level of anxiety in the patients coronary angiography and to determine the personal and disease factors that affects this relationship.
Methods: This study were included 202 patients who applied to University Faculty Cardiology Clinic between October 2007 and February 2008 in Edirne. Data were collected by Patient Information Form, Short Form Health Survey-36 (SF-36) and Spielberger Stait-Trait Anxiety Inventory. The data were analysed by percentage, average, student- t test, Mann Whitney U test, the technique of Kruskall-Wallis H test.
Results: The %58.9 of the patients were male, %85.6 of them were married, %37.6 of them were under 55 years of age, %52 of them were primary school graduates. According to the findings of the study, women have less quality of life than man and anxiety levels were higher. The personal properties as age, marital status, level of education and amount of income, profession, and the conditions related to the disease as the clinical diagnosis, conditio the usage of drug affect quality of life and anxiety. The patient's quality of life decreases as the state trait anxiety scores increase (p<0.05).
Conclusion: Nurses should give care and education considering the characteristics of the individual (age, educational status, etc.) and disease (clinical diagnosis, drug use, etc.) in order to improve the quality of life and reduce anxiety levels of patients with coronary artery disease who will undergo invasive procedures.
Amaç: Bu kesitsel çalışma; koroner anjiyografi işlemi uygulanacak hastaların yaşam kalitesi ile kaygı seviyeleri arasındaki ilişkiyi saptamak ve bunları etkileyen bireysel ve hastalık ile ilgili özellikleri belirlemek amacıyla yapıldı.
Yöntemler: Çalışmaya Ekim 2007-Şubat 2008 tarihleri arasında Edirne ilinde bir üniversite hastanesinin kardiyoloji kliniğine başvuran 202 hasta alındı. Veriler, hasta tanıtım formu, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ile toplandı. Verilerin analizinde yüzdelik, ortalama, Student-t testi, Mann Whitney-U testi, Kruskal- Wallis H testi tekniği kullanıldı.
Bulgular: Çalışmaya katılanların %58.9'u erkek, %85.6'sı evli, %37.6'si 55 yaşın altında, %52.5'i ilkokul mezunudur. Bu çalışmada kadınların yaşam kalitesi erkeklere göre daha düşük, kaygı düzeyleri ise daha yüksek bulunmuştur. Yaş, medeni durumu, gelir ve eğitim düzeyi gibi kişisel özellikler; klinik tanı, ilaç kullanma durumu vb. hastalıkla ilişkili özellikler yaşam kalitesi ve kaygı düzeyini etkilemektedir. Hastaların kaygı puanı arttıkça yaşam kalitesi azalmaktadır (p<0.05).
Sonuç: Hemşireler, koroner arter hastalığı olup girişimsel işlem yapılacak hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek ve kaygı düzeylerini azaltmak için kişisel (yaş, eğitim durumu gibi) ve hastalığa ilişkin (klinik tanı, ilaç kullanma gibi) özelliklerini göz önüne alarak bakım ve eğitim vermelidirler.
Copyright © 2024 Turkish Journal of Cardiovascular Nursing