Cardiovascular diseases are an important group of diseases that have a high incidence, mortality and morbidity, which can result in death and are among the leading causes of death worldwide. According to World Health Organization data, 17.6 million people died in 2016 due to cardiovascular diseases and it was reported that this value could reach 23 million in a decade. This is an indication of the importance of prevention of cardiovascular diseases and the continuation of effective and continuous treatment. As in every disease, the diagnosis and treatment methods applied in cardiovascular diseases affect individuals psychosocially. Implantable cardioverter defibrillators, which are frequently used in the treatment of fatal arrhythmias and advanced heart failure, are devices that require life style changes by affecting the lives of individuals and can protect individuals if they are faced with death by shocking feature. Increasing thoughts about death, especially after shock, can affect individuals psychosocially and cause concerns such as distrust, helplessness, loss of control over life, and fear of being burden to their relatives. Increased anxiety decreases the quality of life of individuals and affects their daily lives, treatment and prognosis in a negative way. For these reasons, health care professionals, should be aware of the meaning of the heart about of life for heart disease individuals, individuals should plan initiatives to deal with anxiety by evaluating their anxiety levels. Thus, by controlling the anxiety levels of individuals, problems that may be encountered will be prevented, It is foreseen that, the treatment will be sustaining more effective for individuals and the quality of life and the service will be increased accordingly.
Keywords: Death anxiety, implantable cardioverter defibrillator, nursing; nursing care.Kardiyovasküler hastalıklar, oldukça yüksek insidans, mortalite ve morbidite oranlarına sahip, ölümle sonuçlanabilen önemli bir hastalık grubudur ve tüm dünyada en başta gelen ölüm nedenleri arasında yer alır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2016 yılında 17.6 milyon kişinin ölümü kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle gerçekleşmiş olup, bu değerin on yılda artarak 23 milyona ulaşabileceği bildirilmiştir. Bu durum da kardiyovasküler hastalıkların önlenmesi, tedavisinin etkili ve devamlı sürdürülmesinin öneminin bir göstergesidir. Her hastalıkta olduğu gibi kardiyovasküler hastalıklarda da uygulanan tanı ve tedavi yöntemleri bireyleri psikososyal açıdan etkiler. Ölümcül aritmi ve ileri düzey kalp yetersizliklerinin tedavisinde sıklıkla kullanılan tedavi yöntemlerinden biri olan implante edilebilir kardiyoverter defibrilatörler, bireylerin yaşamlarını etkileyerek yaşam biçimi değişiklikleri gerektiren ve şoklama özelliği ile bireyleri ölümle karşı karşıya kalmaları halinde koruyabilen cihazlardır. Özellikle şoklama sonrasında gelişen ölüme ilişkin artan düşünceler, bireyleri psikososyal açıdan etkileyerek güvensizlik, çaresizlik, yaşama yönelik kontrolünü kaybetme, yakınlarına bağlı kalarak yük olma endişesi gibi kaygılara yol açabilir. Artan kaygı, bireylerin yaşam kalitesini azaltır, iş ve günlük yaşamlarını, tedavisini ve prognozunu olumsuz yönde etkiler. Bu nedenlerle sağlık çalışanlarının, kalp hastalığı olan bireylerin yaşama ilişkin kalbe yükledikleri anlamın bilincinde olması, bireylerin ölüme yönelik kaygı düzeylerini değerlendirerek kaygı ile baş etme yöntemleri doğrultusunda girişimler planlaması gereklidir. Böylece bireylerin kaygı düzeyleri kontrol edilerek, karşılaşılabilecek problemlerin önüne geçileceği, tedavinin daha etkili sürdürülerek bireylerin yaşamlarının ve sunulan hizmetin kalitesinin de bu doğrultuda artırılacağı ön görülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Hemşirelik, hemşirelik bakımı, implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör; ölüm kaygısı.Copyright © 2024 Turkish Journal of Cardiovascular Nursing