ARAŞTIRMA | |
1. | Bilinçli Farkındalık, Kalp Yetersizliği Olan Hastaların Hastane Anksiyete-Depresyon Düzeyini Etkiler Mi? Does Mindfulness Affect Hospital Anxiety-Depression Level of Patients with Heart Failure? Seyhan Çıtlık Sarıtaş, Seher Çevik Akturadoi: 10.5543/khd.2020.63835 Sayfalar 1 - 6 Amaç: Bilinçli farkındalık düzeyinin, kalp yetersizliği olan hastaların hastane anksiyete-depresyon düzeyini etkileyip etkilemediğini incelemektir. Yöntemler: Araştırma tanımlayıcı olarak Türkiye’nin doğusunda bulunan bir üniversite hastanesinin kardiyoloji servis ve yoğun bakımlarında yapıldı. Araştırmanın evrenini bahsedilen hastanenin kardiyoloji servisinde ve yoğun bakımında takibi devam eden kalp yetersizliği tanısı almış hastalar oluşturdu. Araştırmanın örneklemini ise güç analizi ile 0.05 yanılgı, 0.95 güven aralığıyla, evreni 0.95 temsil gücüyle 110 hasta oluşturdu. Verilerin toplanmasında araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Tanıtım Formu, Bilinçli Farkındalık Ölçeği ve Hastane Anksiyete-Depresyon ölçeği kullanıldı. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistik, bağımsız gruplarda t testi, Oneway ANOVA, Mann Whitney U, Korelasyon ve Cronbach Alfa güvenirlik analizi kullanıldı. Sonuçlar %95’lik güven aralığında, anlamlılık p<0.05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Araştırmada hastaların bilinçli farkındalık ölçeği puan ortalamalarının 42.9±7.7 olduğu ve hastaların bilinçli farkındalıklarının orta düzeyde olduğu bulundu. Kalp yetersizliği olan hastaların %52.7’sinde anksiyete, %98.2’sinde ise depresyon riski olduğu görüldü. Araştırmada kalp yetersizliği olan hastaların bilinçli farkındalık düzeyleri arasında, anksiyete ve depresyon riski açısından önemli fark olduğu bulundu. Sonuç: Araştırma sonucunda kalp yetersizliği olan hastaların bilinçli farkındalıklarının orta düzeyde olduğu, yine hastalarda anksiyete ve depresyon oranının yüksek olduğu ve bilinçli farkındalık düzeyinin anksiyete ve depresyon riski üzerinde etkili olduğu bulundu. |
2. | Koroner Anjiyografi Uygulanacak Hastaların Yaşam Kalitesi ve Kaygı Düzeyleri Quality of Life and Anxiety Levels of Patients with Coronary Angiography Pınar Yel, Serap Ünsardoi: 10.5543/khd.2020.65477 Sayfalar 7 - 15 Amaç: Bu kesitsel çalışma; koroner anjiyografi işlemi uygulanacak hastaların yaşam kalitesi ile kaygı seviyeleri arasındaki ilişkiyi saptamak ve bunları etkileyen bireysel ve hastalık ile ilgili özellikleri belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya Ekim 2007-Şubat 2008 tarihleri arasında Edirne ilinde bir üniversite hastanesinin kardiyoloji kliniğine başvuran 202 hasta alındı. Veriler, hasta tanıtım formu, SF-36 Yaşam Kalitesi Ölçeği ve Spielberger Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri ile toplandı. Verilerin analizinde yüzdelik, ortalama, Student-t testi, Mann Whitney-U testi, Kruskal- Wallis H testi tekniği kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya katılanların %58.9'u erkek, %85.6'sı evli, %37.6'si 55 yaşın altında, %52.5'i ilkokul mezunudur. Bu çalışmada kadınların yaşam kalitesi erkeklere göre daha düşük, kaygı düzeyleri ise daha yüksek bulunmuştur. Yaş, medeni durumu, gelir ve eğitim düzeyi gibi kişisel özellikler; klinik tanı, ilaç kullanma durumu vb. hastalıkla ilişkili özellikler yaşam kalitesi ve kaygı düzeyini etkilemektedir. Hastaların kaygı puanı arttıkça yaşam kalitesi azalmaktadır (p<0.05). Sonuç: Hemşireler, koroner arter hastalığı olup girişimsel işlem yapılacak hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek ve kaygı düzeylerini azaltmak için kişisel (yaş, eğitim durumu gibi) ve hastalığa ilişkin (klinik tanı, ilaç kullanma gibi) özelliklerini göz önüne alarak bakım ve eğitim vermelidirler. |
3. | Miyokard Infarktüsü Geçiren Hastalarda Sağlık Anksiyetesinin Uyku Kalitesine Etkisi The Effect of Health Anxiety on Sleep Quality in the Patients who Had Myocardial Infarction Seher Çevik, Seyhan Çıtlık Sarıtaşdoi: 10.5543/khd.2020.38257 Sayfalar 16 - 22 Amaç: Araştırma Miyokard infarktüsü geçiren hastalarda sağlık anksiyetesinin uyku kalitesine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Araştırma tanımlayıcı ve ilişki arayıcı olarak yapıldı. Araştırma Türkiye’nin doğusunda bulunan bir üniversite hastanesinin kardiyoloji servis ve yoğun bakımlarında yapıldı. Araştırmanın evrenini bahsedilen hastanenin kardiyoloji servisinde ve yoğun bakımında takibi devam eden Miyokard infarktüsü tanısı almış hastalar oluşturdu. Araştırmanın örneklemini ise güç analizi ile 0.05 yanılgı, 0.95 güven aralığıyla, evreni 0.95 temsil gücüyle 108 hasta oluşturdu. Veriler araştırmacılar tarafından oluşturulan Kişisel Tanıtım Formu, Sağlık Anksiyetesi Ölçeği ve Richards Campbell Uyku Ölçeği kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde, tanımlayıcı istatistik, bağımsız gruplarda t testi, Oneway ANOVA, Man Witney U, Kolerasyon ve Cronbach Alfa güvenirlik analizi kullanıldı. Bulgular: Araştırmada katılımcıların Sağlık Anksiyetesi Ölçeği ve Richards Campbell Uyku Ölçeği puan ortalamalarının sırasıyla 22±7.2 ve 226.2±80.4 olduğu bulundu. Hastaların sağlık anksiyetelerinin düşük, uyku kalitelerinin ise orta düzeyin altında olduğu görüldü. Araştırmada hastaların mesleklerine ve hissettikleri göğüs ağrısı şiddetine göre uyku kalitelerinin değiştiği bulundu. Hastaların sağlıkları ile ilgili endişe duyma durumuna göre ise sağlık anksiyeteleri arasındaki farkın önemli olduğu görüldü. Araştırmada hastaların Sağlık Anksiyetesi Ölçeği ve alt boyutları ile Richards Campbell Uyku Ölçeği arasındaki ilişkinin istatistiksel olarak önemli olmadığı bulundu. Sonuç: Çalışma sonunda Miyokard infarktüsü geçiren hastalarda sağlık anksiyetesinin uyku kalitesi ile anlamlı bir ilişkisinin olmadığı görüldü. |
4. | İleri Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda Sağlık Statüsünün Belirleyicileri Predictors of Health Status of Patients with Advanced Heart Failure Şeyma Demir, Zeynep Özerdoi: 10.5543/khd.2020.24483 Sayfalar 23 - 30 Amaç: Bu çalışmanın amacı ileri kalp yetersizliği olan hastalarda sağlık statüsünün belirleyicilerini saptamaktır Yöntemler: Tanımlayıcı, kesitsel ve tek merkezli çalışma Mayıs 2013-Mayıs 2014 arasında kalp yetersizliği olan 296 hasta ile yapıldı. Sağlık statüsü Kansas City Kardiyomiyopati Anketi ile belirlendi. Sosyodemografik, klinik özellikler ve semptomlar potansiyel belirleyiciler olarak düşünüldü. Diğer belirleyiciler Mishel Hastalıkta Belirsizlik Ölçeği-Toplum Formu, Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği ile ölçüldü. Sağlık statüsünün bağımsız belirleyici değişkenleri enter method ile çalışılan çoklu regresyon analizi ile hesaplandı. Sağlık statüsü ile ilişkili bağımsız değişkenler bağımsız iki örneklem t testi ve tek yönlü varyans analizi ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışmada üç sağlık statüsü puanı elde edildi. Hastaların genel sağlık, fonksiyonel durum ve klinik toplam skorları sırasıyla 59.26±21.66, 35.30±15.01, 52.70±19.80 idi. Regresyon analizine göre Model 1, Model 2 ve Model 3’te yer alan değişkenler sağlık statüsü için varyansın sırasıyla %66.9, %72.1, %66.6’sını açıkladı. Üç farklı regresyon modelinde, ortak belirleyici değişkenler semptom yükü, algılanan sağlık durumu, sosyal destek ve hekimden bilgi almaydı. Hastalık belirsizliği, fonksiyonel durum için belirleyici değişkenlerden biriydi. Sonuç: Bu çalışmada, ileri kalp yetersizliği olan hastalarda sağlık statüsü çok değişkenli olarak değerlendirildi ve özgünlük içermektedir. Çalışma bulguları doğrultusunda, daha iyi sağlık sonuçları elde etmek için hasta eğitimi kalitesinin arttırılması ve sağlık bakım hizmetlerinde biyopsikososyal yaklaşımın ön plana çıkarılmasının gerekliliği vurgulanabilir. |
DERLEME | |
5. | Akut Koroner Sendromlu Hastalarda Sağlıklı Yaşam Davranışlarının Kazandırılması Obtaining of Healthy Life Behaviors in Patients with Acute Coronary Syndrome Aynur Kaynar Şimşek, Şule Ecevit Alpardoi: 10.5543/khd.2020.80299 Sayfalar 31 - 36 Kardiyovasküler hastalıklar gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde ölüm nedenleri arasında birinci sırada yer almaktadır. Bu hastalıklar arasında akut koroner sendrom (AKS) morbidite ve mortalitesi en yüksek olanıdır. Risk faktörleri kontrol altına alındığında morbidite ve mortalitesi düşürülebilen bir durum olan AKS’nin sağaltımı ve risk kontrolü ne yazık ki istendik düzeyde değildir. Bu makale akut koroner sendrom geçiren hastaların risk faktörlerini kontrol altına almak ve hastalara sağlıklı yaşam davranışları kazandırmak amacıyla yapılacak girişimler hakkında bilgi vermek amacıyla yazıldı. |
OLGU SUNUMU | |
6. | Kolcaba’nın Konfor Kuramına Göre Atriyal Fibrilasyon Olgusu A Case of Atrial Fibrillation According to Kolcaba's Comfort Theory Halise Taşkın Duman, Yasemin Yıldırım, Çiçek Fadıloğlu, Fisun Şenuzun Aykardoi: 10.5543/khd.2020.98598 Sayfalar 37 - 42 Hemşirelikte kavramsal modellerin kullanımı hemşirelik bakımına eleştirel bir bakış açısı, bilimsel temel kavram ve prensipler kazandırarak hasta bireyde etkin bir bakım oluşturur. Hemşirelik bakımında kullanılan kavramsal modellerden biride Katharine Kolcaba tarafından geliştirilen ‘Konfor Kuramı’dır. Kuramda holistik görüşle konfor kavramını, ferahlama, rahata kavuşma ve sorunların üstesinden gelebilmek için temel insan gereksinimlerini karşılamanın o andaki deneyimi olarak açıklamaktadır. Bu olguda atriyal fibrilasyon tanısı nedeniyle kardiyoversiyon ve ablasyon uygulanan bir hastanın konfor kuramına göre hemşirelik bakım süreci gerçekleştirilmiştir. |
7. | Akut Koroner Sendrom Tanısı Olan Hastaya Sistemler Modeline Göre Uygulanan Hemşirelik Yaklaşımı Nursing Approach to Patient with Acute Coronary Syndrome Diagnosis According to the Model of Systems Pınar Yel, Yasemin Yıldırım, Fisun Şenuzun Aykar, Çiçek Fadiloğludoi: 10.5543/khd.2020.59244 Sayfalar 43 - 49 Koroner arter hastalığı dünyada en önde gelen mortalite ve morbidite nedenidir. Koroner arter hastalığına sahip bireyler en çok akut koroner sendrom ile hastaneye başvururlar. Akut koroner sendromu olan hastalar; fiziksel, sosyal, psikolojik açıdan çok yönlü olarak etkilenmektedir. Hemşireler, hastalara uygun hemşirelik yönetimini planlarken, bireyleri çok boyutlu değerlendirmeli ve hemşirelik modellerine dayandırarak uygun girişimleri sunmalıdır. Bu modellerden biri de Betty Neuman Sistemler modelidir. Bu olgu sunumunda, unstabil angina pektoris (USAP) tanısı olan bir hastanın algıladığı stresörler ve bireyin bu stresörlerden etkilenme durumu Neuman Sistemler Modeline göre ele alınmış ve hemşirelik yönetimi planlanmıştır. |
Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi