E-ISSN 2149-4975
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi - Turk J Card Nur: 12 (28)
Cilt: 12  Sayı: 28 - Ağustos 2021
ORIJINAL ARAŞTIRMA
1. 
İranlı Hastalarda Kardiyovasküler Hastalıklara Psikososyal Uyum ve Ruhsal İyilik Hali
Psychosocial Adjustment to Cardiovascular Diseases and Spiritual Well-Being in Iranian Patients
Hossein Rafiei, Mojtaba Senmar, Fateme Yousefi, Zahra Nemati
doi: 10.5543/khd.2021.85619  Sayfalar 75 - 80
Amaç: Bu çalışmada kardiyovasküler hastalığı olan hastalarda psikososyal uyumu ve bunun ruhsal iyilik hali ile ilişkisini değerlendirdik.
Yöntemler: Bu tanımlayıcı analitik çalışma 2018 yılında İran’ın Kazvin kentinde gerçekleştirilmiştir. Denekler, bir eğitim hastanesinin kardiyoloji servisine kabul edilen 150 hastaydı. Veriler, araştırmacılar tarafından geliştirilen bir arka plan değişkenleri kontrol listesi ve Hastalığa Psikososyal Uyum Ölçeği ve Ellison-Paloutzian Manevi İyi Oluş Ölçeği’nin iki standart anketi kullanılarak toplanmıştır.
Bulgular: Kardiyovasküler hastalıklara psikososyal uyumun nihai skoru 62.78±6.8 (aralık=48-83) olup kardiyovasküler hastalıklara orta düzeyde psikososyal uyumu göstermektedir. Kadınlarda kardiyovasküler hastalıklara psikososyal uyum ortalama skoru erkeklere göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0.03). Bu çalışmada genel ruhsal iyilik hali ortalamasının 74.93 olması orta düzeyde ruhsal iyilik halini ifade etmektedir. Genel ruhsal iyilik halinin ortalaması kadınlarda erkeklere göre anlamlı olarak daha yüksekti (p=0.001). Sonuçlar, katılımcıların kardiyovasküler hastalıklara psikososyal uyumu ile ruhsal iyilik hali arasında anlamlı bir negatif ilişki olduğunu gösterdi (rr=-0.21, p=0.01).
Sonuç: Bulgular, kardiyovasküler hastalığı olan hastaların psikososyal uyum düzeylerinin düşük olduğunu ortaya koymuştur. Ruhsal iyilik hali düzeyi daha yüksek olan hastalar daha iyi psikososyal uyum bildirdiler.

2. 
Hipertansiyonlu Hastalarda Tedavi Uyumu ve Sağlık Okuryazarlığı
Treatment Compliance and Health Literacy in Patients with Hypertension
Gülcan Bakan, Fadime Hatice İnci
doi: 10.5543/khd.2021.21032  Sayfalar 81 - 87
Amaç: Çalışmamızın amacı hipertansiyonlu hastaların tedavi uyumu ve sağlık okuryazarlığı arasındaki ilişkiyi belirlemektir.
Yöntemler: Araştırmada örneklem grubuna 116 hasta alınmıştır. Araştırma verileri “ Yapılandırılmış soru formu”, “Morisky Tedavi Uyum Ölçeği” ve “Sağlık okuryazarlığı ölçeği” ile toplanmıştır. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, mann whitney, kruskall wallis, pearson korelasyon ve t testi kullanılmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 67.45±11.39 yıldır. Erkek hastaların, evli olanların, lise ve üzeri eğitimi olanların tedavi uyumu daha yüksek düzeydedir. Morisky tedavi uyum ölçek puan ortalamaları ile yaş arasında negatif, sağlık okuryazarlığı ölçeği puan ortalaması arasında ise pozitif yönde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Tedavi uyumunu yordayan değişkenler önem sırasına göre sağlık okuryazarlığı, Bilgileri Anlama, Uygulama/ Kullanma ve medeni durumdur.
Sonuç: Hastaların tedaviye uyumlarını yordayan en önemli değişkenin sağlık okuryazarlığı olduğu, edinilen bilgileri anlama ve kullanma düzeylerinin arttıkça tedaviye uyumlarının da arttığı belirlenmiştir. Hastaların sağlık okuryazarlık düzeylerini arttırmaya yönelik eğitim programları hazırlanmalı, hastaların kendi kendilerini izlemleri ve sağlık profesyonellerinin hastaları düzenli takibi sağlanmalıdır.

3. 
Sağlıklı Yaşam Tarzına Ulaşma Eğilimi Ölçeği’nin Türkçeye Uyarlaması ve Psikometrik Ölçümlerinin Değerlendirilmesi
Evaluation of Turkish Adaptation and Psychometric Properties of Propensity to Achieve Healthy Lifestyle Scale
Duygu Kes, Fatime Şahin, Nurhayat Özkan Sevencan
doi: 10.5543/khd.2021.21018  Sayfalar 88 - 93
Amaç: Bu araştırmada, Sağlıklı Yaşam Tarzına Ulaşma Eğilimi Ölçeği (SYTUEÖ)’nin Türkçe geçerlilik ve güvenirliğinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Yöntemler: Bu araştırmada, Sağlıklı Yaşam Tarzına Ulaşma Eğilimi Ölçeği (SYTUEÖ)’nin Türkçe geçerlilik ve güvenirliğinin incelenmesi amaçlanmıştır.
Bulgular: Ölçeğin cronbach alfa katsayısı 0.80 bulundu. Açımlayıcı faktör analizinde, ölçeğin toplam varyansın %50.75’ini açıklayan tek faktörlü yapısı olduğu bulundu. Doğrulayıcı faktör analizinde, faktör yükleri 0.45 ile 0.73 arasında olduğu belirlendi.
Sonuç: Ölçeğin cronbach alfa katsayısı 0.80 bulundu. Açımlayıcı faktör analizinde, ölçeğin toplam varyansın %50.75’ini açıklayan tek faktörlü yapısı olduğu bulundu. Doğrulayıcı faktör analizinde, faktör yükleri 0.45 ile 0.73 arasında olduğu belirlendi.

4. 
Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda İlaç Uyumunun Değerlendirilmesi
Evaluation of Medication Compliance in Patients with Heart Failure
Kadriye Sayın Kasar, Saadet Erzincanlı
doi: 10.5543/khd.2021.28247  Sayfalar 94 - 99
Amaç: Kalp yetersizliği (KY) olan bireylerde ilaç tedavisine uyumsuzluk sık görülen bir sorundur. Bu çalışma KY olan hastalarda ilaç uyumu ve etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır.
Yöntemler: Tanımlayıcı tipteki bu araştırma, Temmuz-Eylül 2019 tarihleri arasında bir eğitim araştırma hastanesinin kardiyoloji kliniğinde tedavi alan ve polikliniklerine başvuran 114 hasta ile yapılmıştır. Çalışma verileri “Hasta Tanıtım Formu” ve “İlaç Uyumunu Bildirim Ölçeği (İUBÖ)” kullanılarak toplanmıştır.
Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerin yaş ortalaması 66.98±12.23 olup, ortalama ilaç kullanım süresi 12.98±7.66 yıldır. Katılımcıların %52.6’sı kadın, %85.1’i evli ve yaklaşık yarısı (%45.6) ilkokul mezunudur. Hastaların İUBÖ toplam puan ortalaması 21.87±3.06’dır. Bireylerin yaşı ve ilaç kullanım süresi ile İUBÖ puan ortalamaları arasında orta düzeyde ve negatif yönde bir ilişki olduğu bulundu (r: -0.321, p=0.001; r: -0.414, p<0.001). Katılımcılardan yaşı 65 altında, evli, eğitim durumu yüksek, çocuğu olan, çalışan, geliri giderden çok olan, eşiyle ve çocuklarıyla birlikte yaşayan, KY dışında ek hastalığı olmayan, ilaç kullanımı hakkında eğitim alan, düzenli sağlık kontrollerine giden, ilaçlarının etkisini ve yan etkisini bilen ve ilaçlarını her gün düzenli olarak alan hastaların İUBÖ toplam puan ortalamalarının diğer hastalara göre anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı (p<0.05).
Sonuç: KY olan bireylerde ilaç uyumunun yüksek olduğu belirlenmiştir. Bununla birlikte, bazı bireysel ve hastalığa özgü faktörlerin ilaç uyumunu azalttığı görülmektedir. Hemşirelerin risk grubunda olan hastaların farkında olması ve gerekli bireysel müdahalelerde bulunması oldukça önemlidir.

5. 
Orem’in Öz Bakım Eksikliği Teorisine Dayalı Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda Semptom Yönetimi, Öz Bakım Gücü ve Sağlık Davranışlarına Planlı Hasta Eğitiminin Etkisinin Değerlendirilmesi
Effect of Planned Education Based on Orem’s Self-Care Deficit Theory on Symptom Management, Self-Care Power, and Health Behaviors in the Patients Diagnosed with Heart Failure
Şengül Akdeniz, Zeynep Özer
doi: 10.5543/khd.2021.21007  Sayfalar 100 - 109
Amaç: Çalışmada Orem’in öz bakım modeline dayalı planlı hasta eğitiminin kalp yetersizliği (KY) tanısı alan hastalarda semptom yönetimi, öz bakım gücü ve sağlık davranışları üzerine etkisini değerlendirmektir.
Yöntemler: Deneysel tipte olan bu araştırma 1 Mart-31 Aralık 2012 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatan 90 KY hastası ile yapıldı. Hastalar dahil etme kriterlerine uygun olarak müdahale (n=45) ve kontrol grubuna (n=45) ayrıldı. Veriler; Hasta Bilgi Formu, Kalp Yetersizliği Memorial Semptom Değerlendirme Ölçeği, Öz Bakım Gücü Ölçeği, Kalp Yetersizliği Sağlık Davranışları Ölçeği, Dispne ve Yorgunluk Borg Skalası kullanılarak toplandı. Müdahale grubuna, beş kez planlı hasta eğitimi uygulandı. Müdahale grubu, taburcu edilmeden önce ihtiyaçları doğrultusunda planlanan bireysel danışmanlık aldı ve bu çalışma için hazırlanan KY eğitim kitapçığı verildi. Çalışmada kontrol grubu hastalarına sadece standart taburculuk eğitimi verildi. Araştırma verileri t-testi ve ki-kare analizi kullanılarak değerlendirildi.
Bulgular: Çalışma sonucunda verilen hasta eğitimine göre müdahale ve kontrol grubu hastalarının KY semptom yönetimi, öz bakım gücü ve KY sağlık davranışları arasında anlamlı fark olduğu saptandı (p<0.05). Eğitim sonrası, müdahale grubunda KY semptom yönetimi, öz bakım gücü ve KY sağlık davranışları ile ilgili istatistiksel olarak olumlu yönde anlamlı bir değişim olduğu (p<0.05), kontrol grubunda ise değişimin olmadığı tespit edildi (p>0.05).
Sonuç: Planlı hasta eğitiminin; KY semptom yönetimi, öz bakım gücü ve KY sağlık davranışları üzerine olumlu etkisi olduğu saptandı.

6. 
İmplante Edilebilen Kardiyoverter Defibrilatör Hastalarında Algılanan Sosyal Destek ve Umutsuzluk Düzeyleri
Perceived Social Support and Hopelessness Levels in Patients with Implantable Cardioverter Defibrillator
Melike Çelik, Nuray Enç
doi: 10.5543/khd.2021.46330  Sayfalar 110 - 119
Amaç: Bu araştırma, implante edilebilir kardiyoverter defibrilatör (ICD) takılmış hastaların, algılanan sosyal destek ve umutsuzluk düzeylerini belirlemek ve aralarındaki ilişkiyi incelemek amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Yöntemler: Araştırmanın evrenini, İstanbul Anadolu yakasında bir eğitim ve araştırma hastanesi polikliniğine gelen tüm ICD hastaları oluşturdu. Örneklemi ise araştırmaya dahil edilme kriterlerine uyan 81 hasta oluşturdu. Veriler konu ile ilgili literatür incelenerek oluşturulan ‘Hasta Bilgileri Anket Formu’, Beck Umutsuzluk Ölçeği, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği kullanılarak toplandı. İstatistiksel analizler için sayı, yüzdelik, aritmetik ortalama, t-testi, tek yönlü varyans analizi, Mann-Whitney U ve Kruskal-Wallis H testi ile Pearson korelasyon analizleri kullanıldı.
Bulgular: Bu araştırma sonucunda, ICD implante edilmiş kadın hastaların arkadaşlarından algıladıkları sosyal destek düzeyleri, erkeklerin algıladıkları sosyal destek düzeylerinden daha yüksek ve evli olan hastaların aileden algılanan sosyal destek düzeyleri, boşanmış olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Araştırma sonucunda son bir yıl içinde yoğun bakım ünitesinde yatmayanların arkadaştan algıladıkları sosyal destek puanları, yatanların puanlarından anlamlı olarak yüksek, umutsuzluk puanları ise daha düşük bulundu. Araştırma sonucunda umutsuzluk düzeyinin en çok aileden algılanan sosyal destek düzeyinden etkilendiği, algılanan sosyal desteğin arttıkça da umutsuzluğun azaldığı bulundu.
Sonuç: ICD’li hastalarının poliklinik takiplerinde psikososyal değerlendirmelerine yer verilmesi, sosyal destek algısını dikkate alarak bakımın planlaması ve umutsuzluğa neden olan faktörlerin ve kullanabilecek baş etme yöntemlerinin değerlendirilmesi psikososyal iyilik halini sağlayacaktır.

DERLEME
7. 
COVID-19 Süreci: Kardiyovasküler Sendromlar ve Hemşirelik Bakımı
COVID-19 Process: Cardiovascular Syndromes and Nursing Care
Mehtap Tan, Yasemin Çıracı Yaşar, İdris Yıldız
doi: 10.5543/khd.2021.72691  Sayfalar 120 - 125
COVID-19 Aralık 2019’da Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkışından kısa süre sonra tüm dünyada salgına neden olmuş ve günlük yaşamda sarsıcı bir etki yaratmıştır. İnsan vücuduna girdiği andan itibaren henüz bilinmeyen etkilerinin de bulunması ile birlikte oldukça ciddi hasarlara neden olan virüs nedeniyle her gün binlerce vaka hastanelerde tedavi altına alınmaktadır. Bu nedenle hastaların hızlı tanılanması, tedavi ve bakımı virüsün olası zararlarını önlemek adına oldukça önemlidir. Bu zararlardan biri de virüsün kardiyovasküler fonksiyonlar üzerindeki etkileri ve bu nedenle yükselen mortalite ve morbidite oranlarıdır. Derlememizin amacı, COVID-19 ile ilişkili kardiyovasküler sendromları tanımlamak ve hemşirelere rehberlik edebilmek amacıyla uygulanabilecek hemşirelik girişimleri hakkında literatür bilgisi sağlamaktır.

8. 
Ekstrakorporeal Membran Oksijenizasyonu ve Hemşirelik Bakımı
Extracorporeal Membrane Oxygenation and Nursing Care
Hafize Savaş, Zeliha Özdemir Köken, Sevilay Şenol Çelik
doi: 10.5543/khd.2021.70188  Sayfalar 126 - 133
Dünyada ve Türkiye’de ekstrakorporeal membran oksijenizasyonu (ECMO) uygulama sıklığının ve uygulama sonrası taburculuk oranlarının giderek artması, ECMO uygulanan hastaların özellikli bakımına dikkat çekmektedir. ECMO uygulanan hastalar multidisipliner bir ekip tarafından verilen özel bir bakım gerektirmektedir. Hemşireler bu ekip içerisinde, hem yoğun bakım üniteleri ve kliniklerdeki bakımın hem de taburculuk sonrası sürecin yönetiminde önemli sorumluluklar üstlenmektedir. Bu makalede ECMO uygulamasının temel özellikleri ve ECMO uygulanan hastanın hemşirelik bakımı güncel literatür doğrultusunda tartışılmıştır.

OLGU SUNUMU
9. 
Vena Cava Superior Sendromu Tanılı Bir Olgunun Hemşirelik Yönetiminde Kolcaba Konfor Kuramı’nın Kullanımı
The Use of Kolcaba Comfort Theory in Nursing Management of a Patient with Vena Cava Superior Syndrome
Berna Cafer Karalar, Canan Bozkurt, Türkan Çalışkan, Yasemin Yıldırım
doi: 10.5543/khd.2021.36349  Sayfalar 134 - 140
Vena Cava Superior Sendromu (VCSS); baş, boyun, kollar ve üst torakstan gelen kanı sağ atriuma boşaltan vena cava dolaşımının obstrüksiyon nedeniyle kesintiye uğraması ve buna bağlı gelişen klinik semptomlar bütünüdür. VCSS’de tümörün yaptığı basıya bağlı birçok semptom görülmektedir. Yaşanan semptomlar nedeniyle hastanın yaşadığı rahatsızlık hissi, bireyin konfor algısında bozulmayı gündeme getirmektedir. Birey üzerinde sıkıntı yaratan durumdan kurtulma, rahata kavuşma olarak ifade edilen konfor kavramı; hemşirelik bakım uygulamaları ile doğrudan ile ilişkilidir. Konfor kavramı ve hasta bireyin konfor ihtiyacı ilk kez Nightingale tarafından dile getirilmiş; hemşirelik kuramı olarak ise Katharina Kolcaba tarafından geliştirilmiştir. Bu olgu raporunda; pandemi döneminde VCSS tanısı alan ve klinikte takip edilen bireyin, Konfor Kuramı kullanılarak yaşadığı sorunlara yönelik hemşirelik bakımının değerlendirilmesi amaçlanmıştır.

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi