E-ISSN 2149-4975
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi - Turk J Card Nur: 12 (29)
Cilt: 12  Sayı: 29 - Aralık 2021
EDITÖRDEN
1. 
Call for Emergency Action to Limit Global Temperature Increases, Restore Biodiversity, and Protect Health
Call for Emergency Action to Limit Global Temperature Increases, Restore Biodiversity, and Protect Health
Lukoye Atwoli, Abdullah H. Baqui, Thomas Benfield, Raffaella Bosurgi, Fiona Godlee, Stephen Hancocks, Richard Horton, Laurie Laybourn- Langton, Carlos Augusto Monteiro, Ian Norman, Kirsten Patrick, Nigel Praities, Marcel Gm Olde Rikkert, Eric J. Rubin, Peush Sahni, Richard Smith, Nicholas J. Talley, Sue Turale, Damián Vázquez
doi: 10.5543/khd.2021.21060921  Sayfalar 141 - 144
Makale Özeti |Tam Metin PDF

ORIJINAL ARAŞTIRMA
2. 
Genç ve Yaşlı Bireylerde Kol ve Ayak Bileğinden Farklı Kan Basıncı Ölçüm Yöntemlerinin Karşılaştırılması: Kesitsel Bir Çalışma
Comparison of Different Methods of Blood Pressure Measurements from the Arm and the Ankle in Young and Elderly People: A Cross-Sectional Study
Özlem Kaştan, Şengül Akdeniz, Selma Turan Kavradım, Zeynep Özer
doi: 10.5543/khd.2021.21-25-38  Sayfalar 145 - 154
Amaç: Bu çalışmanın amacı genç ve yaşlı bireylerde dijital ve aneroid kan basıncı ölçüm cihazları kullanılarak ölçülen kol ve ayak bileğinden kan basıncı ölçüm değerlerini karşılaştırmak ve ölçüm sonucunu etkileyen değişkenleri araştırmaktır.
Yöntemler: Bu çalışma Türkiye’de bir üniversitede Yaşlı Bakımı bölümünde eğitim-öğretim gören 18-30 yaş arası 150 öğrenci ve yaşlı evlerine kayıtlı 60 yaş üstü 150 birey olmak üzere toplam 300 katılımcı ile yürütülmüştür. Araştırmanın verileri Aralık 2019- Ocak 2020 tarihleri arasında araştırmacılar tarafından otomatik osilometrik cihaz ve aneroid tansiyon aleti kullanılarak kol ve ayak bileğinden tansiyon ölçümü yapılarak gerçekleştirildi.
Bulgular: Sağ kol sistolik kan basıncı ile vücut ağırlığı değişkeni arasında korelasyon bulundu ve otomatik osilometri ile yapılan ölçümlerin aneroid manometre kullanılarak yapılan ölçümlerden daha yüksek olduğu görüldü. Katılımcıların %22.7’sinde 10 mmHg’dan büyük kollar arası fark ve %30’unda bacaklar arası ölçümlerde farklılıklar bulundu. Kollar arası ortalama farklılıklar ile vücut ağırlığı ve vücut kitle indeksi arasında ilişki saptandı. Bacaklar arası ortalama farklılıklar erkeklerde kadınlardan ve yaşlılarda gençlerden daha fazlaydı. Ayrıca, katılımcıların %2.3’ünde brakiyal indeksi değerleri ≤0.9 altında bulundu.
Sonuç: Mevcut veriler, genç ve yaşlı bireylerde farklı cihazlar ve vücudun farklı bölümleri kullanılarak yapılan kan basıncı ölçümlerinin karşılaştırmalı sonuçlarını göstermektedir. Elde edilen bulguların, genç ve yaşlılarda kollar arası ve bacaklar arası ölçüm farklılıkları ile ayak bileği brakiyal indeksinin karşılaştırılması konusunda araştırmacılar ve sağlık personeline farkındalık sağlayacağı düşünülmektedir.

3. 
Kardiyovasküler Hastalıklarda Tamamlayıcı ve Alternatif Tedavi Kullanma Durumu
Use of Complementary and Alternative Medicine in Cardiovascular Diseases
Ayşe Uçar, Özlem Canbolat
doi: 10.5543/khd.2021.21-20-29  Sayfalar 155 - 162
Amaç: Kardiyovasküler hastalık tanısı alan hastaların tamamlayıcı alternatif tedavi kullanım durumunun belirlenmesidir.
Yöntemler: Bu araştırma, 01 Ağustos 2019-31 Ocak 2020 tarihleri arasında bir üniversitenin Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Polikliniklerine başvuran, kardiyovasküler hastalık tanısı olan 288 hastayı içeren tanımlayıcı bir çalışmadır. Veri toplama aracı olarak “Tanıtıcı Bilgiler Formu” ve “TAT Hatırlatıcı Şablon”u kullanılmıştır.
Bulgular: Çalışmadaki hastaların yaş ortalaması 59.32±13.89 olup %54.2’si erkektir. Hastaların %61.5’i ilköğretim mezunu, %82.3’ü evlidir. Hastaların %41’i dört ile altı arası ilaç kullanmaktadır ve en fazla koroner arter hastalığı tanısı ile başvurmuşlardır (%36.8). Hastalık süreleri ortalama 8.77±7.69 yıldır. Hastalarımızın %63.5’i en az bir TAT yöntemi kullanmakta olup TAT kullanım amaçları en fazla (%35) şifa bulmak- iyileşmektir. TAT kullananların %57.9’u fayda gördüğünü bildirirken, %1.6’sı zarar gördüğünü ifade etmiştir. En sık kullanılan TAT yöntemi %68.3 ile dua ve %18 ile fitoterapidir. TAT kullananların çoğunluğu (%79.8) bu uygulamayı günlük olarak yapmaktadır. Hastaların TAT kullanım kararı çoğunlukla (%69.9) kendilerine ait olup, uygulayıcı da yine çoğunlukla (%96.2) kendileridir. Hastaların %85.2’si TAT uyguladıklarını sağlık profesyonellerine bildirmediğini belirtmiştir. Kadınlar erkeklere göre daha fazla TAT kullanmaktadır (p=0.025).
Sonuç: Çalışmaya alınan hastalar TAT yöntemlerinden sıklıkla dua ve fitoterapi yöntemini tercih etmiş olup, zarar görme oranı oldukça düşüktür. Fakat hastalar kullanılan yöntemlerin sağlık profesyoneline bildirilmesi konusunda çekimser kalmışlardır.

4. 
Yaşamla Ölüm Arasındaki Son Şans: Transkateter Aort Kapak İmplantasyonu Yapılan Hastaların Deneyimleri
Last Chance Between Life and Death: Experiences of Patients with Transcatheter Aortic Valve Implantation
Arzu Akbaba, Hatice Mert Mert
doi: 10.5543/khd.2021.21-15-23  Sayfalar 163 - 172
Amaç: Şiddetli aort darlığının tedavisinde, transkateter aort kapak implantasyonu (TAVİ) kullanımı yaşlı hastalar arasında son on yılda giderek artmaktadır. İşlemin kompleksliği, komplikasyonları ve hastaların yüksek riskli olması gibi faktörler uygulanacak hemşirelik bakımının bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirilmesini gerektirmektedir. Bu özel ve bireyselleştirilmiş bakımın etkin şekilde yürütülmesi için TAVİ hastalarının hastane bakım sürecindeki beklentilerini ve deneyimlerini anlamak oldukça önemlidir. Bu çalışmanın amacı TAVİ yapılan hastaların hastane yatış sürecindeki deneyimlerini belirlemektir.
Yöntemler: Araştırma tanımlayıcı kalitatif tasarımda yürütülmüştür. Amaçlı örneklem yöntemiyle seçilmiş 21 TAVİ hastası araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Veriler yüz yüze, derinlemesine görüşme yöntemi ile toplanmıştır. Veri analizinde tümevarımsal içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Bulgular: Görüşmelerden elde edilen veriler semptom yükü, bilgi eksikliği, fiziksel tepkiler, duygusal tepkiler ve beklentiler olmak üzere beş tema altında toplanmıştır. Hastalar işlem, işlem öncesi yapılan testler ve evde bakıma ilişkin bilgi gereksinimleri olduğunu, eğitimin yazılı, düzenli ve bireysel ihtiyaçlar göz önüne alınarak verilmesini istediklerini belirtmiştir. Hastalar en olumsuz deneyimlerini yoğun bakımda yaşadıklarını ifade etmiştir. Hastalar işlem öncesi dönemde ölüm korkusu ve anksiyete, işlem sonrası dönemde ise uykusuzluk, hareketsizlik ve üriner eliminasyonda zorlanma yaşadıklarını belirtmiştir. Olumlu iletişimin hastalarda güven hissi oluşturduğu aktarılmıştır.
Sonuç: Bu çalışma ile TAVİ hastalarının beklentileri aydınlatılarak hasta merkezli bakım süreçlerine katkı sağlandığı düşünülmektedir. TAVİ işlemindeki teknolojik gelişmelerin hızını hasta bakım ilkelerine yönelik araştırmaların yakalayamadığı görülmektedir. Bu bakımdan literatürde giderek yaygınlaşan, TAVİ hastalarının işlem sonrası erken mobilizasyonu ve hemşire liderliğinde yapılan eğitim ve takip programlarının etkinliği üzerine kanıta dayalı araştırmaların artırılması önerilmektedir.

5. 
Kalp Yetersizlikli Hastalarda Yaşam Kalitesi ve Umutsuzluk Düzeylerinin Belirlenmesi
The Determination of Life Quality and Hopelessness Levels in Patients with Heart Failure
Serbülent Salık, Seyhan Çıtlık Sarıtaş
doi: 10.5543/khd.2021.51523  Sayfalar 173 - 182
Amaç: Araştırma kalp yetersizlikli hastalarda yaşam kalitesi ve umutsuzluk düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.
Yöntemler: Araştırma tanımlayıcı ve ilişkisel olarak, Nisan 2018-Ekim 2019 tarihleri arasında yürütüldü. Araştırmanın evrenini İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Kardiyoloji servisi ve Kardiyoloji polikliniğine başvuran en az 6 ay önce kalp yetersizliği tanısı konulan 572 yetişkin hasta oluşturdu. Örneklemini ise, evreni bilinen örneklem yöntemi ile hesaplanarak belirlenen 188 hasta oluşturmuş, hata payını azaltmak için araştırma 283 hasta ile tamamlandı. Verilerin toplanmasında, Hasta Tanıtıcı Anket Formu, Minnesota Kalp Yetersizliği İle Birlikte Yaşam Ölçeği (MLHFQ) ve Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) kullanıldı. Verilerin analizinde; tanımlayıcı istatistikler, bağımsız gruplarda t testi, Mann-Whitney U testi, ANOVA, Kruskal Wallis ve korelasyon testleri kullanıldı.
Bulgular: Hastaların yaşam kalitesi ve umutsuzluklarının orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Hastaların MLHFQ puan ortalamaları ile tanıtıcı özellikler (yaş, cinsiyet, medeni durum, eğitim, meslek, gelir durum) ve hastalık özellikleri (NYHA sınıflaması, BKİ, hastalık teşhis süresi, yatış sayısı, ilave hastalık) arasında istatistiksel olarak önemli fark bulunmuştur (p<0.05). Hastaların BUÖ puan ortalamaları ile tanıtıcı özellikler (yaş, medeni durum, eğitim, meslek) ve hastalık özellikleri (NYHA sınıflaması, hastalık teşhis süresi, yatış sayısı) arasında istatistiksel olarak önemli fark bulundu (p<0.05).
Sonuç: Hastaların yaşam kalitesi ve umutsuzluklarının orta düzeyde olduğu bulundu.

6. 
Koroner Arter Hastalığının Yönetimi: Cinsiyet Farklılığı
Management of Coronary Artery Disease: Differences in Sex
Derya Tülüce, Mert Kartal
doi: 10.5543/khd.2021.84856  Sayfalar 183 - 189
Amaç: Koroner arter hastalığı (KAH) tüm düyada olduğu gibi ülkemizde mortalite ve morbidite riski yüksek kronik hastalıklar arasında yer almaktadır. Hastalığın risk faktörlerinin yönetimi hastalık prognounu etkilemektedir. Risk faktörleri öncelik sıralaması ise kadın ve erkek hastalarda farklılık göstermektedir. Bu nedenle bu araştırma koroner arter hastalığının yönetiminde kadın ve erkek hastalar açısından farklılıkların belirlenmesi amacıyla yapıldı.
Yöntemler: Araştırma15 Kasım 2019- 13 Mart 2020 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin kardiyoloji kliniğinde yatan KAH olan 97 hasta ile yürütüldü. Araştırma verileri, veri toplama formu ve Morisky 8-Maddeli İlaca Uyum Ölçeği (MMAS-8) ile toplandı. Veriler SPSS paket programı ile analiz edildi. Ki-Kare, T- testi ve Anova testleri kullanıldı. İstatistiksel analizler için sayı, yüzdelik, aritmetik ortalama, Ki-Kare, T- testi ve Anova testleri kullanıldı.
Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların %52.5’i erkektir. Sigara kullanımı açısında kadın ve erkekler arasında istatistiksel fark bulundu (p<0.001). Cinsiyet ile ölçek puan ortalaması, düzenli ilaç kullanımı, tuz kısıtlı beslenme, günlük meyve-sebze tüketim miktarı, günde en az 20 dakika egzersiz ve algılanan stres arasında anlamlı ilişki bulunmamıştır (p>0.005). MMAS-8 puan ortalamasına göre düzenli ilaç kullanımı, sigara kullanımı, tuz kısıtlı beslenme, meyve-sebze tüketmeleri ve günde en az 20 dakika egzersizi hiç yapmayanlar ve haftada 1-5 arası yapanlar düşük uyum düzeyine sahipken, her gün günde en az 20 dakika egzersiz yapanların orta uyum düzeyinde olduğu saptanmıştır.
Sonuç: Koroner arter hastalığı yönetiminde kadınlar ve erkekler arasında sigara kullanım durumu ve her gün en az 20 dakika egzersiz yapma arasında fark bulundu. Diğer risk faktörleri açısından anlamlı fark olmadığı ve her iki cinsiyette de yetersiz olduğu saptandı.

7. 
Hipertansiyon Özetkililik Ölçeği Türkçe Formunun Geçerlilik ve Güvenilirlik Çalışması
Turkish Reliability and Validity Study of the Hypertension Self-Efficacy Scale
Nihan Türkoğlu, Dilek Kılıç
doi: 10.5543/khd.2021.21-13-19  Sayfalar 190 - 195
Amaç: Bu çalışma Hipertansiyon Öz-etkililik Ölçeği’ni Türkçeye uyarlamak, ölçeğin geçerlik ve güvenirliğini test etmek amacıyla yapılmıştır.
Yöntemler: Metodolojik türde yapılan araştırmanın evrenini Ekim-Aralık 2014 tarihleri arasında belirlenen aile sağlığı merkezine başvuran, en az bir yıldır hipertansiyon tanısı almış olan ve araştırmaya katılmada gönüllü olan 302 kişi oluşturmuştur. Araştırmanın verileri “Tanımlayıcı Özellik Formu” ve “Hipertansiyon Öz-etkililik Ölçeği’nin” Türkçe formu kullanılarak toplanmıştır. Ölçeğin Türkçe formunun iç tutarlılık yapısı için madde toplam puan korelasyonu, Cronbach alfa ve faktör analizi kullanılmıştır. Hipertansiyon Öz-etkililik Ölçeği hastalara yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak uygulanmıştır.
Bulgular: Faktör analizi sonuçlarına göre ölçeğk orjinal formda olduğu gibi bir boyutlu bir yapıda olduğu belirlenmiştir. Hipertansiyon Öz-etkililik Ölçeği’nin Cronbach alpha iç tutarlık katsayısı.88, “test-tekrar-test” güvenirlik katsayısı 0.78 olduğu saptanmıştır. Ayrıca ölçeğin madde-toplam puan korelasyon değerleri 0.23 ile 0.86 arasında değişmektedir.
Sonuç: Hipertansiyon Öz-etkililik Ölçeği Türkçe formunun hipertansiyon hastalarının öz-etkililik yeterlilik düzeylerini belirlemede yeterli düzeyde geçerlilik ve güvenilirlik göstergelerine sahip olduğu saptanmıştır.

8. 
“Hastalığımla Barışıyorum, Hastalığımla Yaşıyorum”: Periferik Arter Hastalığında Öz Bakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi Doğrultusunda Hazırlanan Bir Algoritma Eğitim Kitapçığı
“I Made Peace with My Disease, I Live with My Disease: ” An Algorithm Educational Booklet Based on the Self-Care Deficit Nursing Theory in Peripheral Artery Disease
Nevra Kalkan, Mevlude Karadağ
doi: 10.5543/khd.2021.21-16-21  Sayfalar 196 - 206
Yaşla birlikte görülme sıklığı artan ve kronik bir hastalık olan periferik arter hastalığında görülen ağrı, cilt değişiklikleri, fiziksel hareketin azalması, doku perfüzyonunda bozulma gibi sorunlar nedeniyle hastaların öz bakım gücü olumsuz etkilenmekte, sağlıktan sapma öz bakım gereksinimleri ortaya çıkmaktadır. Yaşamları boyunca hastalığın yönetimi konusunda eğitime ve desteğe gereksinim duyan hastalara yaşadıkları sorunların azaltılması ve öz bakımın güçlendirilmesi amacıyla hemşireler tarafından verilen eğitimlerin etkili olduğu bilinmektedir. Hastalara verilen eğitimin görsel anlatım yoluyla desteklenmesi ve yaşanan sorunların kapsamlı bir şekilde ele alınarak hemşirelik modeli doğrultusunda hazırlanması eğitimin etkili olabilmesi ve pekiştirilmesi için oldukça önemlidir. Hasta eğitimlerinde yazılı eğitim materyali olarak kullanılabilen ve görsel anlatımı pekiştiren algoritmalar hemşirelik bakımının uygulanması ve değerlendirilmesinde karar vermeyi sağlamakta ve aşamalı çözümler sunmaktadır. Hemşirelik bakımının amacı, öz bakımını yapamayan bireye bakım vermek ve hastaların bilgi eksikliğini gidermek olan Öz Bakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi ise hemşirelik uygulamalarında sıklıkla kullanılmakta ve sağlığın iyileştirilmesine destek olmaktadır. Bununla birlikte literatürde periferik arter hastalığında, model doğrultusunda kapsamlı bir şekilde hazırlanmış ve algoritmalarla oluşturulan bir eğitim kitapçığına rastlanmamıştır. Bu derlemenin amacı, Öz Bakım Eksikliği Hemşirelik Teorisi doğrultusunda destekleyici ve eğitici hemşirelik sistemi temel alınarak hazırlanan algoritma eğitim kitapçığının oluşturulması aşamalarını (içerik başlıklarının belirlenmesi, içerik başlıklarının oluşturulması, algoritmaların hazırlanması, kitapçığın oluşturulması, uzman görüşleri, okunabilirlik düzeyinin belirlenmesi, ön uygulama yapılması) açıklamaktır.

OLGU SUNUMU
9. 
Warfarin İntoksikasyonu ile Acil Servise Başvuran Atrial Fibrilasyon Tanılı Olgunun Hemşirelik Yönetimi
Nursing Management of a Patient Admitted to Emergency Service with Warfarin Intoxication
Pınar Yel, Aynur Türeyen
doi: 10.5543/khd.2021.62207  Sayfalar 207 - 213
Atriyal fibrilasyon en çok görülen kardiyak aritmidir. Yaşamı tehdit eden bir aritmi olmamasına rağmen tedavi yan etkileri, bireyin yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz mortalite ve morbiditeyi arttırır. Atriyal fibrilasyon ile ilişkili komplikasyonları önlemek için antitrombotik tedavi kullanılır. Oral antikoagülan olan warfarin en sık kullanılan ilaçtır. Hem yeterli bir şekilde trombozu baskılayacak hem de kanama komplikasyonlarından uzak duracak dozu ayarlamak için warfarinin kontrollü şekilde ilaç ayarlaması yapılmalıdır. İlaç ayarlamasının yapılmadığı ya da ilaç-ilaç etkileşimi, ilaç- besin etkileşimi olduğu durumlarda warfarin intoksikasyonu gerçekleşebilir. Hemşirelerin warfarin kullanan hastalara ilaç kullanımı, düzenli sağlık kontrolleri yaptırmanın önemi, ilacın yan etkileri konusunda danışmanlık yapmaları ve eğitim vermeleri gerekir. Bu çalışmada; warfarin intoksikasyonu ile acil servise gelen hastanın Gordon’un Fonksiyonel sağlık Örüntüleri modeline göre bakım gereksinimleri belirlenmiş ve belirlenen NANDA hemşirelik tanılarına göre hemşirelik bakım planının oluşturulması amaçlanmıştır.

DIĞER
10. 
12th Reviewer Index
12th Reviewer Index
Reviewer Index
doi: 10.5543/khd.2021.221121  Sayfa 214
Makale Özeti |Tam Metin PDF

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi