| DERLEME | |
| 1. | Pron Pozisyonunda Kardiyopulmoner Resüsitasyon ve Hemşirenin Rolü Cardiopulmonary Resuscitation in the Prone Position and the Role of the Nurse Berna Cafer Karalar, Serap Özerdoi: 10.5543/khd.2023.48568 Sayfalar 62 - 67 Kardiyak arrest durumlarında hızlı ve hemen başlanan kardiyopulmoner resüsitasyonun (KPR) hastayı kurtarmadaki önemi yadsınamaz bir gerçektir. Standart KPR, hastanın supin pozisyonunda uygulanmaktadır. Fakat hastaya supin pozisyonu verilemiyorsa, akut solunum yetersizliği sendromu, spinal cerrahi ve omurga cerrahisi gibi durumlar söz konusu ise pron pozisyonu verilerek de KPR uygulanabilmektedir. Ayrıca günümüzde koronavirüs hastalığında da pron pozisyonunun yararlı etkileri gösterilmekte ve bu hastalarda kardiyak arrest tablosu ile karşılaşıldığında pron KPR uygulaması tercih edilebilmektedir. Hemşireler, hasta bakımında her zaman aktif olan ve genellikle arrest durumunu ilk tanılayan ve müdahaleyi gerçekleştiren sağlık profesyonelleridir. Hasta için tüm önlemleri alarak KPR uygulamalarını başlatmakta ve komplikasyonlardan korumak adına girişimleri uygulamaktadır. Bu derlemede, pron pozisyonunda KPR uygulamasının ve bu kapsamda hemşirenin rolünün açıklanması amaçlandı. |
| ARAŞTIRMA | |
| 2. | Hemşirelik Eğitiminde Verilen Temel Elektrokardiyografi Dersinin Klinik Yansımaları: Nitel Bir Çalışma Clinical Reflections of the Basic Electrocardiography Course in Nursing Education: A Qualitative Study Selin Keskin Kızıltepe, Aslı Kurtgöz, Hülya Keskindoi: 10.5543/khd.2022.81994 Sayfalar 68 - 75 Amaç: Bu çalışma, hemşirelik eğitiminde verilen temel elektrokardiyografi (EKG) dersinin klinik uygulamalara nasıl yansıdığını incelemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Bu çalışma, EKG dersi alan ve sonrasında klinik uygulamaya çıkan 21 hemşirelik son sınıf öğrencisi ile gerçekleştirildi. Öğrencilerin EKG çekme, yorumlama ve monitörize hasta takibine ilişkin klinik deneyimleri bireysel derinlemesine görüşme tekniği kullanılarak incelendi. Verilerin analizi tematik analiz yöntemi kullanılarak yapıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan öğrencilerin altısı erkek, 15’i kadın olup, yaşları 22 ile 27 arasında değişmektedir. Yapılan görüşmeler sonucunda “ilk EKG çekme deneyimi,” “EKG dersi alma deneyiminin katkıları,” “EKG dersine ilişkin öneriler” olmak üzere üç tema ve dokuz alt tema elde edildi. Sonuç: Bu araştırmada hemşirelik son sınıf öğrencilerine verilen EKG dersinin öğrencilerin kişisel ve mesleki gelişimlerini olumlu yönde etkilediği, gelecekteki mesleki rollerine daha iyi hazırlanmalarına katkıda bulunduğu sonucuna varıldı. |
| 3. | Miyokard Enfarktüsü Geçiren Hastalarda Ölüm Kaygısı The Death Anxiety in Patients with Myocardial Infarction Mustafa Şafak, Mehtap Kızılkayadoi: 10.5543/khd.2023.50490 Sayfalar 76 - 81 Amaç: Bu çalışma, miyokard enfarktüsü geçiren hastaların ölüm kaygısı düzeylerini ve etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Araştırmada 295 hasta örneklem grubuna alındı. Veriler sosyodemografik bilgi formu ve ölüm kaygısı ölçeği ile toplandı. Verilerin analizinde sayı, yüzde, ortalama, standart sapma, Mann-Whitney U testi, Kruskal Wallis testi, Tukey ve t testi kullanıldı. Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalaması 59,99 ± 13,49 yıl olup %69,2’si erkek, %89,5’i evli ve %36,3’ünün dörtten fazla çocuğu vardır. Hastaların ölüm kaygısı ölçeği puan ortalaması 6,25 ± 2,54’tür. Ölçek puan ortalamaları ile yaş, kadın cinsiyet, okuryazar olmama ve herhangi bir işte çalışmama değişkenleri arasında istatistiksel olarak negatif yönde ilişki olduğu saptandı. Sonuç: Hastaların ölüm kaygısı ölçeği puan ortalamalarının orta düzeyde olduğu belirlendi. Yapılacak tüm işlemler hakkında bilgi verilmesi, ölüm kaygısı yaşayan hastaya uygun yaklaşımda bulunulması önerildi. |
| 4. | Yaşlı Hastaların Akut Koroner Sendrom Semptomlarına İlişkin Bilgi ve Tutumları: Kesitsel Bir Araştırma Knowledge and Attitudes About Acute Coronary Syndrome Among Older Patients: A Cross-Sectional Study Arzu Akbaba, Imatullah Akyardoi: 10.5543/khd.2023.03274 Sayfalar 82 - 88 Amaç: Acil tedaviye ulaşma sırasındaki yaşanılan gecikmeler, akut koroner sendromlu yaşlı hastaların mortalite oranlarının artışına katkıda bulunabilir. Bu durum genellikle hastaların akut koroner sendrom semptomları hakkındaki bilgisi ve farkındalığı ile ilişkilidir. Bu çalışma akut koroner sendromlu yaşlı hastaların semptomları hakkındaki bilgi ve tutumlarını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel bir tasarım kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemini, akut koroner sendrom nedeniyle kardiyoloji servis ve koroner yoğun bakım ünitesine yatışı yapılan 117 yaşlı hasta oluşturmuştur. Veriler Akut Koroner Sendrom Yanıt İndeksi ile toplanmıştır. AKS-Yanıt İndeksi alt ölçeklerine göre gruplar arasındaki potansiyel farklılıkları değerlendirmek için Mann-Whitney ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Bulgular: Katılımcıların bilgi puanı 14,7 ± 2,10 ve tutum puanı 12,0 ± 3,28’dir. Katılımcıların yarısından fazlası (%61), bilgi için kesme puanının %70’inin üzerinde doğru yanıt vermiştir. Katılımcıların çoğu (>%85) akut miyokard enfarktüsünün tipik semptomlarını (bulantı/kusma, boyun ağrısı) ve yarısından fazlası (<%65) atipik semptomları (mide ekşimesi, baş dönmesi) tanımlamıştır. Katılımcılar “kendilerinde (%52,2) ve başkalarında kalp krizi belirti/bulgularını tanıma ve diğer hastalıklardan ayırt etme (%65)” konusunda hiç emin olmadıklarını ya da biraz emin olduklarını belirtmişlerdir. Sonuç: Yaşlı hastaların semptomları hakkındaki genel bilgi puanı ortalamasının orta düzeyde olduğu ancak atipik semptomlar hakkında bilgilerinin yetersiz olduğu ve belirtilere karşı olumsuz tutum sergiledikleri belirlenmiştir. AKS’ye yönelik yetersiz bilgi ve olumsuz tutumlar, yaşlı hastalarda hastane öncesi gecikmelere neden olabilir. Acil tedaviye ulaşmadaki gecikmeleri en aza indirmek için, eğitim programları, atipik semptomlar yaşama olasılığı daha yüksek olan ve AKS semptomları hakkında yetersiz bilgiye sahip yaşlı hastalar gibi özel grupları hedeflemelidir. |
| 5. | Kalp Yetersizliği Olan Bireylerde Uyku Kalitesi, Koronavirüs Anksiyetesi ve Stres Arasındaki İlişki The Relationship Between Sleep Quality, Coronavirus Anxiety, and Stress in Individuals with Heart Failure Emine İlaslan, Zeynep Özerdoi: 10.5543/khd.2023.00377 Sayfalar 89 - 94 Amaç: Kalp yetersizliği olan hastalarda uyku kalitesi ve stres günlük yaşamı etkileyen faktörler arasındadır. Bu araştırma, kalp yetersizliği olan hastalarda uyku kalitesi, stres ve koronavirüs anksiyetesi arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntem: Bu araştırma, bir üniversite hastanesinin kardiyoloji kliniğinde, kalp yetersizliği tanısı ile tedavi gören ve araştırmaya gönüllü olarak katılan 272 hastayla yürütüldü. Veriler Hasta Tanıtıcı Bilgi Formu, Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi ve Koronavirüs Anksiyete Ölçeği Kısa Formundan oluşan bir değerlendirme formu ile toplandı. Veriler “Statiscal Package of Social Science (SPSS)” 23 programı kullanılarak %95 güven aralığında, anlamlılık P < 0,05 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular: Çalışmadaki hastaların yaş ortalaması 67,58 ± 12,44 olup %50,4’ü kadındır. Yapılan analiz sonuçlarına göre katılımcıların; Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi toplam puan ortalaması 7,38 ± 3,22, Algılanan Stres Ölçeği toplam puan ortalaması 9,48 ± 3,20 ve Koronavirüs Anksiyete Ölçeği toplam puan ortalaması 2,38 ± 3,02 olarak bulundu. Koronavirüs Anksiyete Ölçeği puan ortalamaları ile Algılanan Stres Ölçeği toplam ve alt boyutları puan ortalamaları arasında ilişki olmadığı belirlendi (P > 0,05). Hastaların Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi puan ortalamaları ile Koronavirüs Anksiyete Ölçeği puan ortalamaları arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmedi (P > 0,05). Pittsburgh Uyku Kalitesi İndeksi puan ortalaması ile Algılanan Stres Ölçeği puan ortalamaları arasında orta düzeyde pozitif yönde bir ilişki olduğu belirlendi (P < 0,001). Sonuç: Kalp yetersizliği olan bireylerde uyku kalitesi, koronavirüs anksiyetesi ve stres arasın-aki ilişkiyi incelediğimiz araştırmamızda koronavirüs anksiyetesiyle uyku kalitesi arasında bir ilişki olmadığı ve günlük algılanan stresin uyku kalitesini olumsuz etkilediği sonucuna varıldı. |
| 6. | Hipertansiyon Öz Bakım Profili Türkçe Versiyonunun Psikometrik Özellikleri Psychometric Properties of the Turkish Version of Hypertension Self-Care Profile Öznur Adadıoğlu, Ahmet Seven, Esin Dançdoi: 10.5543/khd.2023.47450 Sayfalar 95 - 102 Amaç: Bu çalışmanın amacı, hipertansiyon öz bakım profilinin Türkçe versiyonunun psikometrik özelliklerini belirlemektir. Yöntemler: Bu metodolojik çalışma, bir hastanenin dahiliye polikliniğine başvuran hipertansiyonlu toplam 300 hasta ile gerçekleştirilmiştir. Hipertansiyon Öz Bakım Profilinin geçerliliği dil geçerliliği, içerik geçerliliği ve yapı geçerliliği ile belirlenmiştir. Güvenirliğin değerlendirilmesinde Cronbach alfa, madde-toplam puan korelasyonu ve test-tekrar test kullanılmıştır. Bulgular: Madde toplam korelasyonu Davranış Ölçeği için 0,37 ile 0,58, Motivasyon Ölçeği için 0,64 ile 0,83, Öz Yeterlik Ölçeği için 0,28 ile 0,61 arasında değişmektedir. Davranış, Motivasyon ve Öz-yeterlik ölçekleri için Cronbach alfa katsayısı sırasıyla 0,81, 0,94 ve 0,80’dir. Test-tekrar test güvenirliği 0,96 ile 0,99 arasındadır. Sonuç: HBP SCP-Tr ölçeğin geçerli ve güvenilir bir araç olduğu ve hipertansiyonlu hastaların öz bakımını belirlemede kullanılabileceği sonucuna varılmıştır. |
| OLGU SUNUMU | |
| 7. | ST Segment Yükselmesiz Miyokard İnfarktüsü Olgusunda Kardiyak Biyobelirteçlerin Önemi ve Hemşirelik Yaklaşımları: Olgu Sunumu Importance of Cardiac Biomarkers and Nursing Approaches in Non-ST-Segment Elevation Miyocardial Infarction Case: Case Report Öznur Kavaklı, Nimet Sena Kayadoi: 10.5543/khd.2023.52296 Sayfalar 103 - 107 Kardiyak enzimler, kalbe özgü olan ve miyokard hasarını gösteren enzimlerdir. Koroner arter hastalıklarının teşhis ve tedavi sürecinde kandaki seviyeleri önemlidir. Akut miyokard infarktüsü tanısı alan hastalarda kardiyak biyobelirteçler miyokardiyal hasarın varlığını ifade eder. ST segment yükselmeli miyokard infarktüsüne göre ST segment yükselmesiz miyokard infarktüsü olgularında kardiyak biyobelirteçler daha fazla önem taşır. Acil servis ve koroner yoğun bakım ünitelerinde çalışan hemşirelerin kardiyak enzimler hakkında bilgi sahibi olması ve kardiyak enzimleri yorumlayabilmesi; miyokard infarktüsünün evresi hakkında fikir yürütmesi ve bütüncül bakım verebilmesi açısından önemlidir. Elli beş yaşındaki kadın hasta, göğüs ağrısı şikayeti ile acil servise başvurmuş ve ST segment yükselmesiz miyokard infarktüsü tanısı ile koroner yoğun bakım ünitesine yatırılmıştır. Burada, kardiyak enzimlerin takibi, hasta izlemi ve hemşirelik yaklaşımları hakkında bilgi verilmiştir. |
Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi
