E-ISSN 2149-4975
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi - Turk J Card Nur: 15 (38)
Cilt: 15  Sayı: 38 - Aralık 2024
ARAŞTIRMA
1. 
Yaşlı Hipertansiyon Hastalarında Kırılganlık ve Öz Bakım Gücü Arasındaki İlişki
The Relationship Between Fragility And Self-Care Agency For Elderly Patients With Hypertension
Merve Çelik Ayar, Ezgi Mutluay Yayla
doi: 10.5543/khd.2024.37232  Sayfalar 121 - 127
Amaç: Bu araştırma, yaşlı hipertansiyon hastalarında kırılganlık ve öz bakım gücü arasındaki ilişkinin belirlenmesi amacıyla yapılmış tanımlayıcı bir çalışmadır.

Yöntem: Bu araştırma, bir devlet hastanesinin dahili yataklı servislerinde tedavi gören, araştırmaya gönüllü olarak katılan 65 yaş ve üstü 299 hipertansiyon hastası ile yürütüldü. Araştırmanın verileri; “Kişisel ve Tıbbi Özellikler Bilgi Formu”, “Edmonton Kırılganlık Ölçeği” ve “Öz Bakım Gücü Ölçeği” kullanılarak toplandı. Veriler “Statistical Package of Social Science (SPSS)” 23 programı kullanılarak %95 güven aralığında, anlamlılık P < 0,05 düzeyinde değerlendirildi.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 71,40 ± 6,59 yıldır. Yapılan analiz sonucuna göre hastaların Edmonton Kırılganlık Ölçeği toplam puan ortalaması 5,71 ± 2,87; Öz Bakım Gücü Ölçeği puan ortalaması ise 90,19 ± 12,06 olduğu saptandı. Hastaların kırılganlık ve öz bakım gücü düzeyleri arasında orta düzeyde negatif yönde bir ilişki olduğu belirlenmiş (P < 0,000) olup Edmonton Kırılganlık Ölçeği puanları Öz Bakım Gücü puanlarındaki değişimin %9,1’ini açıklamaktadır (R2 = 0,09).

Sonuç: Yaşlı hipertansiyon hastalarının %37,1’inin çeşitli düzeylerde kırılgan, öz bakım güçlerinin orta düzeyde olduğu; kırılganlık düzeyi arttıkça öz bakım gücünün azaldığı sonucuna varıldı. Bu sonuçlar ışığında hemşirelerin yaşlı hipertansiyon hastalarının kırılganlık ve öz bakım gücünü eş zamanlı değerlendirmesi, gereksinimleri doğrultusunda eğitimler planlanması önerilir.

2. 
Koroner Arter Bypass Greft Ameliyatı Olan Hastalarda Yürümeye Yardımcı Araç Kullanımının Ağrı ve Hareketlilik Düzeylerine Etkisi: Randomize Kontrollü Bir Çalışma
The Effect of Using Walking Aids on Pain and Mobility Levels of Patients Underwent Coronary Artery Bypass Graft Surgery: A Randomized Controlled Trial
Simge Rahime Aktürk Tuncer, Seher Ünver
doi: 10.5543/khd.2024.48658  Sayfalar 128 - 136
Amaç: Erken mobilizasyon iyileşmeyi hızlandırmak için önemli olup bu çalışmada kalp cerrahisi sonrası erken mobilizasyon sırasında yürümeye yardımcı araç kullanımının hastaların ağrı ve hareketlilik düzeylerine etkisi değerlendirmek amaçlandı.

Yöntem: Bu paralel gruplu, değerlendiricinin kör olduğu randomize kontrollü çalışma 56 hastayla yürütüldü. Çalışma grubundaki hastalar mobilizasyonlarını dört saat ara ile üç defa yürümeye yardımcı araç ile gerçekleştirirken, kontrol grubundaki hastalar rutin uygulamada olduğu üzere iki hemşire yardımı ile gerçekleştirdi. Hastaların ağrı ve hareketlilik düzeyleri Hasta Hareketlilik ve Gözlemci Hareketlilik Ölçekleri kullanılarak değerlendirildi.

Bulgular: Çalışma grubundaki hastaların ağrı düzeylerinin üç mobilizasyon aşamasında kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşük (P < 0.001) ve mobilite düzeylerinin anlamlı derecede yüksek (P < 0.001) olduğu belirlendi.

Sonuç: Yürümeye yardımcı araç kullanımı, kalp cerrahisi sonrası erken mobilizasyon sırasında hastaların ağrı ve zorluk düzeylerinin azaltılmasında ve hareketlilik düzeylerinin arttırılmasında etkilidir (ClinicalTrials.gov Protokol Kayıt Numarası: NCT05830682).

3. 
Miyokard İnfarktüsü Geçiren Bireylerde Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları ve Metabolik Kontrol
Healthy Lifestyle Behaviors and Metabolic Control in Individuals with Myocardial Infarction
Derya Akça Doğan, Burcu Dedeoğlu Demir, Sevda Türen, Rabia Gülnur Yılmazer Serbes
doi: 10.5543/khd.2024.09327  Sayfalar 137 - 143
Amaç: Bu araştırmanın amacı miyokard infarktüsü (MI) geçiren bireylerde sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve metabolik kontrol arasındaki ilişkiyi belirlemektir.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türde yapılan araştırmanın verileri, katılımcıların sosyodemografik ve klinik özellikleri ile Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği II’yi (SYBDÖ II) içeren anket formu aracılığıyla, yüz-yüze görüşme yöntemi ile Ocak 2023 ve Haziran 2023 arasında toplandı. Araştırmanın örneklemini bir eğitim ve araştırma hastanesinin koroner yoğun bakım ünitesinde tedavi gören MI tanısı almış 251 birey oluşturdu.

Bulgular: Hastaların toplam SYBDÖ II puan ortalaması 120.16 ± 17.61 olarak saptandı. MI geçiren bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışları ve metabolik bulguları arasında ilişki incelendiğinde; toplam HPLP II puanı ile HbA1c (r=-0.290, P >.0001), açlık kan glikozu (r=-.174, P = .0.006), total kolestrol (r=-0.261, P >.0001), trigliserid (r=-0.216, P >.0001) ve düşük yoğunluklu lipoprotein (r=-0.247, P >.0001) arasında istatistiksel olarak negatif yönde ilişki bulunurken, yüksek yoğunluklu lipoprotein (r=0.375, P >.0001) ile istatistiksel olarak pozitif yönde ilişki olduğu belirlendi.

Sonuç: Bu çalışmada MI geçiren bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının orta düzeyde olduğu ve metabolik kontrol ile ilişkili olduğu bulundu. Sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını benimseyen bireylerin daha iyi metabolik kontrole sahip olduğu görüldü. Bu bulgular, bireylerin sağlıklı yaşam biçimi davranışlarını benimseme konusunda daha fazla destek ve rehberliğe ihtiyaç duyduklarını göstermektedir. Bu bağlamda, sağlık profesyonelleri, MI geçiren bireyleri sağlık sorumluluğu, fiziksel aktivite, beslenme, manevi gelişim, kişilerarası ilişkiler ve stres yönetimi gibi yaşam biçimi değişiklikleri konusunda desteklemelidir.

4. 
Kronik Kalp Yetmezliği Olan Hastalarda Diyete Uyum ve Öz Bakım Davranışları ile Yaşam Doyumu Arasındaki İlişkinin İncelenmesi: Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu Bölgesi Örneği
An Analysis of the Relationship between Dietary Compliance and Self-Care Behaviors and Life Satisfaction in Patients with Chronic Heart Failure: A Case of Southeastern Anatolia Region of Türkiye
Zeliha Büyükbayram Genç, Meyreme Aksoy
doi: 10.5543/khd.2024.22448  Sayfalar 144 - 151
Amaç: Çalışmanın amacı, kronik kalp yetmezliği olan hastalarda diyete uyum ile öz bakım davranışları ve yaşam doyumu arasındaki ilişkinin incelenmesidir.

Yöntem: Tanımlayıcı, ilişkisel ve kesitsel tipte olan bu çalışma, Aralık 2022-Mayıs 2023 tarihleri arasında Türkiye'nin güneydoğusunda yer alan Siirt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde kalp yetmezliği tanısı almış 178 hastanın katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Diyet Uyum Ölçeği, Avrupa Kalp Yetmezliği Kendine Bakım Davranışı Ölçeği, Yaşam Doyumu Ölçeği ve Hasta Bilgi Formu aracılığıyla toplanmıştır.

Bulgular: Araştırmada hastaların diyete uyum açısından yarar ve engel algısı alt ölçek puanları sırasıyla 23.51 ± 4.80 ve 15.48 ± 4.12 olarak belirlendi. Hastaların öz bakım davranışı puan ortalamaları 37.76 ± 7.32, yaşam doyum puan ortalamaları 16.46 ± 6.52 olarak belirlenmiştir. Araştırmada hastaların diyete uyum engel algısı alt ölçeği ile öz bakım davranışı ve yaşam doyumu arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunmuştur (P < 0.05). Son olarak hastaların öz bakım davranışı ile yaşam doyumu puanları arasında pozitif yönde anlamlı ilişki belirlenmiştir (P < 0.05).

Sonuç: Hastaların diyete uyum fayda davranışlarını daha fazla, engelleyici davranışları ise daha az benimsedikleri ve diyet tedavisine uyum sağladıkları belirlenmiştir. Öz bakım davranışlarının yetersiz olduğu, yaşam doyumlarının orta düzeyde olduğu görülmüştür. Hastalarda öz bakım davranışları ve diyete uyum arttıkça yaşam doyumlarının da arttığı belirlenmiştir.

5. 
Whatsapp Destekli EKG Öğretiminin Öğrencilerin Bilgi Düzeylerine Etkisi
The Effect of WhatsApp-Assisted ECG Training on Students’ Knowledge Levels
Canan Kaş, Filiz Özel Çakır
doi: 10.5543/khd.2024.42104  Sayfalar 152 - 155
Amaç: WhatsApp gibi sosyal medya uygulamaları pek çok yükseköğretim kurumunda kullanılan ve öğrencilerin öğrenmelerine yardımcı olduğu, motivasyonlarını arttırdığı saptanan bir öğretim yöntemidir. Üniversite öğrencilerinin telefonlarıyla her an ulaşabileceği düşünülen WhatsApp uygulamasıyla Destekli Eğitimin EKG Öğretiminde Öğrencilerin Bilgi Düzeylerini etkileyeceği düşünülmektedir. Araştırmamızın amacı Whatsapp destekli EKG öğretiminin öğrencilerin bilgi düzeylerine etkisinin incelenmesidir.

Yöntem: Çalışma, 2022-2023 bahar döneminde öğrenim gören 3. Sınıf hemşirelik bölümü seçmeli derslerinden yoğun bakım hemşireliğini alan öğrencilerin katılımıyla yarı randomize kontrollü olarak yapılmıştır. Çalışma, Türkiye’de Batı Karadeniz bölgesinde yer alan bir üniversitenin Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü’nde gerçekleştirilmiştir. Öğrencilere EKG bilgisi online eğitim ile verildikten sonra öntest uygulaması yapıldı. Öntest uygulaması sonrası bir hafta boyunca Whatsapp üzerinden EKG ritm analizleri video, resim, EKG oyun ve quiz siteleri internet sitesi adresleri gönderildikten bir hafta sonra sontest uygulandı.

Bulgular: Öğrencilerin whatsapp destekli EKG eğitimi öncesi ve sonrası bilgi düzeyi ortalama bazında farklılık görülmesine rağmen fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı.

Sonuç: WhatsApp destekli eğitim sonrasında öğrencilerin ortalama bilgi puanının artması nedeniyle web tabanlı eğitim yaklaşımlarının müfredatlarda arttrılması önerilebilir.

6. 
Koroner Arter Bypass Greft Ameliyatı Geçiren Hastaların Taburculuk Sonrası Tele-Sağlık İzlemi ile Öz Etkililik ve Memnuniyet Durumunun Değerlendirilmesi
Evaluation of Self-Efficacy and Satisfaction with Post-Discharge Tele-Health Monitoring of Patients Undergoing Coronary Artery Bypass Graft Surgery
Ebru Dığrak, Adile Savsar, Filiz Öğce Aktaş, Müge Aygüler
doi: 10.5543/khd.2024.34366  Sayfalar 156 - 162
Amaç: Bu çalışma koroner arter bypass ameliyatı (KABG) geçiren hastaların taburculuk sonrası tele-sağlık izlemi ile öz etkililik ve memnuniyet durumunun değerlendirilmesi amacıyla yapıldı.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte yapılan bu araştırmanın örneklemini bir üniversite hastanesinin kalp ve damar cerrahisi kliniğinde Temmuz 2022-Nisan 2023 tarihleri arasında KABG ameliyatı geçiren 102 hasta oluşturdu. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, 15. gün ve 30. gün hasta kontrol formu ile Barnason Etkililik Beklenti Ölçeği (BEBÖ)’nin Kardiyak Cerrahi Versiyonu kullanıldı.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 63,97 ± 9,75 ve %75,7’si erkekti. Hastaların %95,1’inin yanında bakmakla yükümlü olduğu bir kişi olduğu, %96,1’inin ziyaretçi kısıtlaması yaptığı, %85,4’ü diyet önerilerine uyduğu, %85,4’ü iç ve dış mekan yürüyüşleri yaptığı, %97,1’i evde ilaçlarını uygun şekilde aldığı, %99’unun dikişleri belirtilen zamanda aldırdığı ve tamamının tele-sağlık hizmeti tarafından sağlanan aramalardan memnun olduğu bulundu. Hastalarda KABG ameliyatı sonrası sırt üstü uyuma, göğüs korsesini kullanma, yataktan kalmadan önce varis çorabını giyme ve triflo topunu kullanımı 15. günden 30. güne geldiğinde anlamlı olarak azaldığı bulundu (P < 0,05). Çalışmaya alınan hastaların öz etkililik düzeylerinin orta düzeyde olduğu ve hastaların tamamının tele sağlık hizmeti ile aranmaktan memnun olduğu belirlendi.

Sonuç: Elde edilen veriler sonucunda KABG ameliyatı geçiren hastaların taburculuk sonrası öz etkililiğin yetersiz olduğu ve tele-sağlık ile izlemden memnun oldukları tespit edildi. Bu nedenle hemşirelerin taburculuk sonrası tele sağlık izlem sayısının artırılarak, hastaların öz etkililiklerini geliştiren bilgilere ağırlık verilmesi önerilebilir.

DERLEME
7. 
Takotsubo Kardiyomiyopatisi: Hemşireler Kırık Bir Kalbi İyileştirebilir mi?
Takotsubo Cardiomyopathy: Can Nurses Heal A Broken Heart?
Abdullah Avcı, Meral Gün
doi: 10.5543/khd.2023. 76598  Sayfalar 163 - 170
Kırık kalp sendromu, stres kardiyomiyopatisi, ampulla kardiyomiyopati veya geçici apikal balonlaşma sendromu gibi farklı isimlerle de anılan takotsubo kardiyomiyopatisi, nadir görülen ve geçici sol ventrikül sistolik disfonksiyonu ile karakterize olan kardiyak bir sendromdur. Koroner arter stenozu olmaksızın, göğüs ağrısı, elektrokardiyografide ST yükselmesi ve kardiyak enzim yüksekliği gibi akut koroner sendrom bulgularını taklit eden ve genellikle zor tanı konulan bir hastalıktır. Daha çok duygusal veya fiziksel stres sonrası ortaya çıkan bu sendrom sıklıkla yaşlı postmenopozal kadınlarda görülmektedir. Hastalığın seyri genellikle günler ve haftalar içinde düzelirken, zamanında ve uygun tedavi edilmediğinde ölüm oranı artabilmektedir. Genellikle zor tanı alan ve az bilinen bu hastalıkta hemşireler akut koroner sendrom ve takotsubo kardiyomiyopatisi arasındaki farkları iyi tanımaları gerekmektedir. Hemşirelerin takotsubo kardiyomiyopatisi olan hastaların bakım ve tedavisinde, komplikasyon takibinde, hasta ve ailesinin eğitiminde önemli sorumlulukları bulunmaktadır. Özellikle kardiyoloji kliniklerinde görev yapan hemşirelerin bu klinik tabloyu bilerek hastaları bütüncül bir yaklaşımla, titizlikle ve dikkatle değerlendirmeleri sonucu hastalık sürecinde olumlu bir etki oluşturup prognoza olumlu katkıda bulunabilecekleri düşünülmektedir. Bu derleme makalede hemşirelerin takotsubo kardiyomiyopatisinin epidemiyolojisi, patofizyolojisi, klinik özellikleri, tanı ve tedavi süreci hakkında bilgilendirilmesi ve hemşirelik bakımına dikkat çekilmesi

OLGU SUNUMU
8. 
Koroner Anjiyografi Sırasında Koroner Vazospazm Gelişen Hastanın Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeline Göre Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu
Nursing Care According to the Functional Health Patterns of a Patient Who Developed Coronary Vasospasm During Coronary Angiography: Case Report
Neriman Özge Çalışkan Cellatoğlu, Güler Yüksel Uzungil, Hayat Yalın, Gültekin Karakuş
doi: 10.5543/khd.2024.77200  Sayfalar 171 - 176
Koroner vazospazm, koroner arterlerin daralmasına ve miyokardiyal iskemiye neden olabilen geçici ve geri dönüşümlü vazokonstriksiyon ile karakterizedir. Endotel kökenli gevşetici faktör, nitrik oksit gibi nörohumoral maddeler ve otakoidler koroner damar tonusunda etkilidir. Endotel disfonksiyonu varlığında, endotel kaynaklı gevşetici faktör salınımının azalması koroner spazma yol açabilir. Ciddi, uzamış ve çok sayıda damarda spazmı olan hastalarda hayatı tehdit eden aritmiler, miyokard enfarktüsü veya ani ölüm gibi ciddi komplikasyonlar görülebilir. Kırk yedi yaşında, göğüste ağrı şikayetiyle başvuran hastanın gereksinimleri değerlendirilerek Marjory Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeli ile birlikte incelendi.

DIĞER
9. 
15. Hakem Dizini
15th Reviewer List

Sayfa 177
Makale Özeti |Tam Metin PDF

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi