EDITÖRDEN | |
1. | Editörden Editorial Nuray EnçSayfa I |
ARAŞTIRMA | |
2. | Ofis Çalışanlarında Kardiyovasküler Hastalık Riski ve Bilgi Düzeyi Cardiovascular Risk Factors and Knowledge Levels in Office Workers Ayşe Sezer Balcı, Nurcan Kolaç, Demet Şahinkaya, Esra Yılmaz, Cansu Nirgizdoi: 10.5543/khd.2018.84756 Sayfalar 1 - 6 Amaç: Çalışmanın amacı ofis çalışanlarının kardiyovasküler hastalık riski ve kardiyovasküler hastalıklar konusunda bilgi durumunun belirlenmesidir. Yöntemler: Tanımlayıcı türdeki araştırmanın evrenini İstanbul İli Anadolu Yakasında özel bir holding ve bankanın ofis bölümü çalışanları oluşturdu (n=1200). Bu evrenden anlamlılık düzeyi 0.05, %95 güven aralığında, asgari örneklem sayısı 240 olarak hesaplandı, örneklemin %72’sine ulaşıldı (n=172). Veriler, Kişisel Bilgi Formu, Kardiyovasküler Hastalık Bilgi Düzeyi (KARDİF-BD) Ölçeği, Framingham Risk Skoru ile toplandı. Arıkan ve ark (2009) tarafından geliştirilen KARDİF-BD Ölçeği kardiyovasküler hastalık risk faktörleri ile ilgili bilgi düzeyini ölçmektedir.10 yıllık koroner riski belirlemek için Framingham Risk Skoru kullanıldı. Skorlama her iki cinsiyet için de ayrı yapılmaktadır. Hesaplama için altı risk faktörü vardır: cinsiyet, yaş, kolesterol, HDL, sistolik ve diyastolik kan basıncı, sigara içme. Skorlar <%10 düşük risk, %10-20 orta risk, >%20 yüksek risk olarak alınmaktadır. Bulgular: Bireylerin %59.9’u kadın, %63.4’ü evli, %43’ü lisans mezunu, %49.4’ü sigara,"%20.9’u alkol kullanmakta, %51.7’si hiç egzersiz yapmamaktadır. Çalışma sonunda çalışanların on yıllık kalp hastalığına yakalanma riskleri %79.1’inde düşük, %13.4’ü orta, %7.5’i yüksek riskli olarak bulunmuş, KARRİF BD ölçek puan ortalamaları 19.23±3.03 (min=8, max=27) şeklindedir. KARRİF-BD ölçek puan ortalamaları ile Framingham Risk Skorları arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (x2=16.66, p=0.00). Sonuç: Çalışanların yaklaşık beşte biri orta-yüksek derece kalp hastalığına yakalanma riskine sahiptir. |
3. | Hemşirelerin Kardiyopulmoner Resüsitasyon ve Güncel 2015 Kılavuz Bilgilerinin Değerlendirilmesi Evaluation of Nurses' Cardiopulmonary Resuscitation and Current 2015 Guidelines Dilek Aygin, Hande Cengiz Açıl, Özge Yaman, Meryem Çelik, Esin Dançdoi: 10.5543/khd.2018.63625 Sayfalar 7 - 12 Amaç: Kardiyo-pulmoner resüsitasyonun (KPR; kalp akciğer canlandırması) 2015 yılı güncellemelerine göre, kılavuzun içeriği konusunda hemşirelerin ne kadar bilgiye sahip olduğunun değerlendirilmesi amacıyla bu çalışma yapıldı. Yöntemler: Ekim 2016-Kasım 2016 tarihlerinde bir eğitim araştırma ve bir devlet hastanesinde çalışmakta olan 97 hemşire araştırmaya dahil edildi. Araştırmacılar 0 ile100 arasında puan alınabilecek bir bilgi formu oluşturarak veriler toplandı ve puan artışıyla bilgi seviyesinin iyi olması ilişkilendirildi. Bulgular: Hemşirelerin yaş ortalaması 33.19±8.18 idi. KPR bilgi formu toplam puanı 78.25±11.32 (min-maks: 50-100) olarak hesaplandı ve bilgilerinin orta düzeyde olduğu belirlendi. KPR bilgi formundan alınan puan ile cinsiyet, daha önce eğitim alma/almama, çalıştığı birim açısından yapılan karşılaştırmalarda istatiksel açıdan fark anlamlı değildi (p>0.05). Çalıştığı birim açısından anlamlı fark bulunmasa da acil ile yoğun bakım ünitelerindeki hemşirelerin diğer serviste çalışanlara göre puanlarının daha düşük olduğu belirlendi. Deneyimli olan hemşirelerin bilgi puanları az deneyimlilere göre daha yüksekti (p<0.05). Sonuç: Kalp akciğer canlandırması diğer bir deyişle temel yaşam desteğinin sağlanması konusunda hemşirelerin bilgi seviyesinin orta düzeyde olduğu ve bu bilgilerin düzenli aralarla tekrarlanmasının gerekli olduğu düşünüldü. |
4. | Akut Koroner Sendromlu Hastalarda Pedigri Analizi ile Risk Faktörleri Yaşam Kalitesi ve Hastalık İlişkisi Relationship Among Pedigree Analysis Quality of Life Risk Factors and Disease in Patients with Acute Coronary Syndrome Sibel Sevinç, Haluk Akın, Özge Uzundoi: 10.5543/khd.2018.02418 Sayfalar 13 - 19 Amaç: Bu çalışmada, akut koroner sendrom (AKS) ‘lu hastalarda pedigri analizi ile risk faktörleri yaşam kalitesi ve hastalık ilişkisinin incelenmesi amaçlandı. Yöntemler: Tanımlayıcı nitelikte olan bu çalışma 09 Aralık 2013-11 Ağustos 2014 tarihleri arasında bir Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kardiyoloji Kliniğinde yürütüldü. Çalışmada örnekleme yöntemine gidilmemiş olup, belirtilen tarihler arasında belirtilen hastanenin Kardiyoloji servisinde tedavi gören, araştırmaya katılmayı kabul eden ve araştırma kriterlerine uygun olan AKS tanısı almış 65 hasta çalışma kapsamına alındı. Demografik veriler sayısal ve yüzdelik oranlarla ifade edildi. Karşılaştırmalı analizlerde ki-kare ve kruskal Wallis testleri kullanıldı. Sonuçlar p<0.05 düzeyinde, %95 güven aralığında değerlendirildi. Bulgular: Çalışmada Pedigri analiziyle risk faktörleri, hastalık şiddeti arasında fark saptanmadı, yaşam kalitesi alt boyutlarından sosyal fonksiyon alt boyutu ile pedigri analizi arasında fark saptandı, diğer boyutlar arasında fark saptanmadı. Hastaların pedigri analiziyle yaşam kalitesi arasındaki Kruskal Wallis testinde, genel sağlık (KW=3.057, p=0.383), emosyonel rol güçlüğü (KW=1.410, p=0.703), mental sağlık (KW=2.223, p=0.527), fiziksel fonksiyon (KW=1.092, p=0.779) fiziksel rol güçlüğü (KW=2.630, p=0.452), ağrı (KW=0.324, p=0.955), enerji (KW=1.501, p=0.682) alt boyutlarında anlamlı fark saptanmadı, sosyal fonksiyon (KW=8.682, p=0.034) alt boyutunda istatistiksel olarak anlamlı/önemli bir fark saptandı. Sonuç: Bu çalışma ile pedigri analizinin klinikte kullanılabilirliği kanıtlandı, çalışmanın daha büyük örneklemlerle tekrarlı şekilde yapılması önerildi. |
DERLEME | |
5. | Kan Basıncı Kontrolünü Sağlamada Kısa Mesaj Servisi (SMS) Kullanımı: Literatür Taraması Use of Short Messaging Service (SMS) for Blood Pressure: A Literature Review Duygu Kesdoi: 10.5543/khd.2018.83997 Sayfalar 20 - 28 Bu derleme hipertansif hastaların kan basıncı kontrolünü sağlamada SMS kullanımı, özellikleri ve SMS kullanımının etkinliğini belirlemek amacıyla yapıldı. Gazi Üniversitesi Kütüphanesi elektronik veri tabanları üzerinden Medline, Google Akademi Ebscohost, Pubmed taraması ile 2007-2017 yılları arasında yayınlanmış 8 uluslararası makaleye ulaşıldı. Literatür taramasında “kan basıncı kontrolü, hipertansiyon ve kan basıncı kontrolü, hipertansiyon, kısa mesaj servisi, hipertansiyon ve kısa mesaj servisi’’ anahtar kelimeleri kullanıldı. SMS kullanımının kan basıncı kontrolünü sağlamada en etkili olduğu çalışmalar SMS aracılığı ile hastalarla çift yönlü iletişim kurulan ve hastaya özgü bireyselleştirilmiş eğitim içerikli SMS’lerin kullanıldığı çalışmalardır. |
6. | Kalp Kapak Protezleri Sonrası Antikoagülan Tedaviye Uyum Anticoagulant Treatment Compliance After Heart Valve Prosthesis Eda Ayten Kankaya, Özlem Bilikdoi: 10.5543/khd.2018.19870 Sayfalar 29 - 34 Kalp kapak hastalıkları oldukça yaygın görülen sağlık sorunlarından biridir. İleri derece kapak hastalıklarında cerrahi tedavi ön plana çıkmaktadır. Kalp kapak ameliyatları sonrasında hasta hem ameliyat hem de antikoagülan ilaç nedeniyle uyum sağlamak durumundadır. Cerrahi yara, sternotomi, kardiyak rehabilitasyonun yanında antikoagülan tedavinin başlanması, sürdürülmesi ve komplikasyonların önlenmesinde uyum oldukça önemlidir. Beklenen yaşam süresinin artması ve mekanik protez takılma sınırının 60 yaşa kadar uzatılması, ömür boyu antikoagülan kullanan hasta sayısının artacağını düşündürmektedir. Bu nedenle hemşireler giderek daha yaşlı bir hasta grubunda antikoagülan tedaviye uyumu arttırma sorumluluğu taşımaktadır. Ülkemizde kalp kapak protezleri ameliyatları sonrasında antikoagülasyonu sağlamak için K vitamini antagonisti olarak varfarin kullanılmaktadır. Varfarin kullanımına yönelik bir eğitim programı ve terapotik doza ulaşmada hastalar için uygulanan belirli bir protokol bulunmamaktadır. Bu durum hasta uyumunu zorlaştıran bir unsurdur. İlacın kullanımı, beslenme, ilaç etkileşimleri, yan etkiler ve izlemler antikoagülan tedaviye uyumda anahtar noktalardır. Hastanın antikoagülan tedaviye uyum sağlaması için hemşire bu konularda hastayı desteklemelidir. Ameliyat sürecinin getirdiği komplikasyonlar yanında ilaç uyumsuzluğu yaşayan hastalar tromboemboli ya da kanama gibi hayatı tehdit eden komplikasyonlarla karşı karşıya kalmaktadır. Kişiye özgü alışkanlıkların değerlendirildiği, ilaç dozu ile sınırlı kalmayıp kişinin uyumsuzluğuna neden olan etmenlerin incelendiği danışmanlık sisteminin sağlanması ve sürdürülmesi öncelikli konulardan biridir. |
OLGU SUNUMU | |
7. | Derin Ven Trombozu Olan Hastanın Gordon’ un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeline Göre Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu Nursing Care of Patients with Deep Vein Thrombosis According to Gordon's Functional Health Patterns Model: Case Report Gülçin Şahin, Elif Akyüzdoi: 10.5543/khd.2018.20082 Sayfalar 35 - 40 Derin ven trombozu (DVT) morbidite ve mortalite oranı yüksek, pulmoner emboli gibi ciddi sorunlara sebep olabilen önemli bir sağlık sorunudur. Hamilelik sürecinde ve sonrasında da gelişebilen DVT özellikle postnatal dönemde anne ölümlerine sebep olabilmektedir. DVT’nun risk faktörleri çok çeşitli olmakla birlikte sıklıkla alt ekstremitelerde görülmektedir. Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeli, bireylerin gereksinimlerini 11 fonksiyonel alanda ele alarak bireylere kapsamlı bakım verilmesini ve bütüncül olarak değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu olgu sunumunda DVT olan hastanın Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Modeli’ne göre hemşirelik bakımı yer almaktadır. Veriler, hasta ile birebir görüşme yöntemi ile toplandı, modele göre bakımı planlandı, uygulandı ve değerlendirildi. |
8. | Mitral Stenozlu KOAH Hastasında Hemşirelik Bakımı: Olgu Sunumu The Nursing Care to COPD Patient with/who had Mitral Stenosis: Case Report Sevda Efildoi: 10.5543/khd.2018.53825 Sayfalar 41 - 49 Kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), solunum yollarında daralma ve hava akımı kısıtlanması ile karakterize, önlenebilir ve iyileştirilebilir bir hastalık olarak tanımlanır. Tüm dünyada önemli bir kronik morbidite ve mortalite nedeni olan KOAH, ciddi bir iş görmezlik ve ekonomik yüke yol açması nedeni ile önemli bir halk sağlığı sorununu oluşturmaktadır. KOAH’da komorbiditeler sık görülür ve bunların prognoz üzerinde önemli etkileri olabilir. Komorbiditeler, semptomları, yaşam kalitesini, komplikasyonları, hastalığın yönetimini, ekonomik yükünü ve mortalitesini etkilemektedir. KOAH'lı hastalara yönelik hemşirelik bakımı, semptomları iyileştirme, komplikasyonları önlemek için tedavi rejiminin uygulanması ve yaşam kalitesinin arttırılmasıdır. Hemşirelik bakımının etkinliğini arttırabilmek amacıyla holistik yaklaşımla hastanın değerlendirilmesi ve hasta bakımının sürekliliği önemlidir. Altmış dokuz yaşında erkek hasta son bir aydır çarpıntı, nefes darlığı şikayetinin artması nedeni ile bir devlet hastanesi acil servisine başvurdu. Akciğer sesleri kaba ekspiryum ve uzun oskülte edildi. KOAH alevlenmesi, pnömoni, hızlı ventrikül yanıtlı atrial fibrilasyonu olan hastaya yapılan farmokolojik tedaviye rağmen çarpıntı şikayetinin geçmemesi, nefes darlığının artması üzerine acil EKO’su istendi. Acil EKO’sunda mitral stenoz saptanan hasta ileri tetkik ve tedavi için kardiyoloji servisine yatırıldı. Olgu Marjory Gordon’un Fonksiyonel Sağlık Örüntüleri Hemşirelik Bakım Modeli ile değerlendirilerek, hemşirelik girişimleri uygulandı ve sonuçları değerlendirildi. |
Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi