E-ISSN 2149-4975
Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi - Turk J Card Nur: 15 (37)
Cilt: 15  Sayı: 37 - Ağustos 2024
ARAŞTIRMA
1. 
Koroner Arter Baypas Greft Ameliyatı Geçiren Hastaların Öz Etkililik Düzeylerinin İyileşme Durumlarına Etkisinin İncelenmesi
Investigation of the Effects of Self-Efficacy Levels on Recovery Status of Patients Who Undergoing Coronary Artery Bypass Graft Surgery
Fatma Çakır, Kevser Karacabay, Selda Karaveli Çakır
doi: 10.5543/khd.2024.46338  Sayfalar 65 - 72
Amaç: Araştırmanın amacı, koroner arter baypas greft (KABG) cerrahisi geçiren hastaların öz etkililik düzeylerinin iyileşme durumlarına etkisinin incelenmesidir.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipte olan bu araştırma, Türkiye’nin batısında yer alan bir eğitim ve araştırma hastanesinin kalp damar cerrahisi servisinde 01 Aralık 2021-30 Haziran 2022 tarihleri arasında 150 hasta ile gerçekleştirildi. Araştırmanın verileri Hasta Bilgi Formu, Barnason Etkililik Beklenti Ölçeği (BEBÖ) ve Ameliyat Sonrası İyileşme İndeksi (ASİİ) kullanılarak toplandı.

Bulgular: Araştırmaya katılan hastaların yaş ortalamasının 62,01 ± 9,16 yıl, hastanede yatış süresinin 15,6 ± 5,74 gün olduğu saptandı. Hastaların BEBÖ toplam puanı ortalaması 42,09 ± 6,18, ASİİ toplam puan ortalaması 68,00 ± 10,46 olarak tespit edildi. Hastaların öz etkililik düzeylerinin orta seviyede olduğu, BEBÖ ve ASİİ arasında negatif yönlü anlamlı ilişki olduğu saptandı (r = -0,246; P = 0,002).

Sonuç: Yapılan bu araştırmanın sonucunda öz etkililik düzeyi yüksek olan hastaların ameliyat sonrası iyileşmede daha az güçlük yaşadıkları saptandı. Bu doğrultuda ameliyat öncesi dönemde hastaların öz etkililik düzeylerinin değerlendirilmesi ve öz etkililik seviyelerini artırmak için uygun hemşirelik girişimlerinin uygulanması önerilmektedir.

2. 
Temel Yaşam Desteği ve Defibrilasyon Öz Etkililik Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Psikometrik Analizi
Development and Psychometric Analysis of Basic Life Support and Defibrillation Self-Efficacy Scale
Duygu Kes, Durdane Yılmaz Güven
doi: 10.5543/khd.2024.47135  Sayfalar 73 - 78
Amaç: Temel Yaşam Desteği ve Defibrilasyon Öz Etkililik Ölçeğinin geçerlilik ve güvenilirliğinin incelenmesi amaçlandı.

Yöntem: Metodolojik tasarıma sahip bu araştırma 251 hemşirelik öğrencisi ile yürütüldü. Verilerin analizinde yapı geçerliliği için doğrulayıcı ve açımlayıcı faktör analizi; güvenilirlik analizleri için Cronbach alfa katsayısı ve madde toplam korelasyonu kullanıldı.

Bulgular: Ölçeğin Cronbach alfa katsayısı 0,880 olarak bulundu. Madde toplam puan korelasyonları 0,409 ile 0,718 arasında değişmektedir. Açımlayıcı faktör analizinde faktör yükleri 0,469 ile 0,842 arasındadır. Doğrulayıcı faktör analizinde İyilik Uyum İndeksi 0,931, Karşılaştırmalı Uyum İndeksi 0,946 ve Normlaştırılmamış Uyum İndeksi 0,914 olarak bulundu.

Sonuç: Temel Yaşam Desteği ve Defibrilasyon Öz Etkililik Ölçeği geçerli ve güvenilir bir ölçüm aracıdır.

3. 
Hipertansiyon Hastalarında Öz Etkililik ve Sağlık Okuryazarlığının Değerlendirilmesi: Güneydoğu Anadolu Örneği
Evaluation of Self Effectiveness and Health Literacy in Patients with Hypertension: A Case of Southeastern Anatolia
Gülsen Karataş, Ayla Yava, Nuran Tosun, Aynur Koyuncu
doi: 10.5543/khd.2024.98752  Sayfalar 79 - 86
Amaç: Bu çalışmanın amacı, hipertansiyon hastalarında öz etkililik ve sağlık okuryazarlığının değerlendirilmesi ve bunlar arasındaki ilişkinin belirlenmesidir.

Yöntem: Tanımlayıcı, nicel ve kesitsel tipteki çalışma, Aralık 2022-Mayıs 2023 tarihleri arasında yapıldı. Araştırmanın evrenini, Güneydoğu Anadolu’da bir ildeki devlet hastanesinde dahiliye ve kardiyoloji polikliniklerinde bir yıl içinde takip ve tedavi edilen hipertansiyon tanılı hastalar oluşturdu. Veriler; Hasta Tanıtıcı Özellikler Formu, Hipertansiyon Öz Etkililik Ölçeği ve Türkiye Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği-32 (TSOY-32) kullanılarak toplandı. Analizlerde, bağımsız örneklemler t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve Pearson korelasyon analizi uygulandı. Bu çalışma için Hipertansiyon Öz Etkililik Ölçeğinin Cronbach alfa katsayısı 0,894, TSOY-32 ölçeğinin Cronbach alfa katsayısı 0,837 olarak bulundu.

Bulgular: Araştırmaya dahil olan hipertansiyon hastalarının Hipertansiyon Öz Etkililik Ölçeği toplam puan ortalaması (X̄  = 57,85 SS = 4,14) ve Türkiye sağlık okuryazarlığı toplam puan ortalaması (X̄  = 30,20 SS = 6,16) olarak belirlendi. Hastaların TSOY-32 puan ortalamaları; üniversite mezunu olanlarda, ilde yaşayanlarda, tanı alma süresi 1-5 yıl aralığında olanlarda ve günlük aldığı ilaç sayısı 1-2 olanlarda anlamlı farklı bulundu (P < 0,05). Hipertansiyon öz etkililik puan ortalamaları, üniversite eğitim seviyesinde olanlarda, günlük aldığı ilaç sayısı altı ve üstü olanlarda anlamlı farklı bulundu (P < 0,05). Hipertansiyon hastalarının hipertansiyon öz etkililik düzeyleri ile sağlık okuryazarlığı seviyeleri (r = 0,244, P < 0,05) arasında anlamlı, pozitif yönlü ve zayıf düzeyde bir ilişki olduğu görüldü.

Sonuç: Çalışmada, hipertansiyon hastalarında öz etkililik ve sağlık okuryazarlığı arasında bir ilişki olduğu görüldü. Çalışmanın literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

4. 
Kalp Yetersizliği Olan Bireylerde Öğrenme Gereksinimleri ve Öz Bakım Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
Investigation of the Relationship Between Learning Needs and Self-Care Levels in Individuals with Heart Failure
Sefa Karagöz, Kadriye Sayın Kasar
doi: 10.5543/khd.2024.64497  Sayfalar 87 - 96
Amaç: Bu araştırma, kalp yetersizliği olan bireylerde öğrenme gereksinimleri ve öz bakım düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amacıyla yapıldı.

Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel tipteki bu araştırma, 20 Ocak 2023-30 Nisan 2023 tarihleri arasında Kayseri Şehir Hastanesi kardiyoloji kliniğinde tedavi alan 180 kalp yetersizliği tanısı almış bireyle yapıldı. Araştırma verileri Birey Tanıtım Formu, Dokuz Maddelik Avrupa Kalp Yetmezliği Öz Bakım Ölçeği (AKYÖB-9) ve Kalp Yetmezliği Hastalarının Öğrenme Gereksinimleri Envanteri (KYHÖGE) kullanılarak toplandı.

Bulgular: Araştırmaya katılan bireylerin %50,6’sı 42-65 yaş arasında olup, yarıdan fazlası (%53,3) erkek ve çoğunluğunun (%70) evli olduğu bulundu. Katılımcıların KYHÖGE ölçeğinin toplam puan ortalamasının 184,50 ± 11,94 ve AKYÖB-9 toplam puan ortalamasının 18,78 ± 4,58 olduğu bulundu. Buna göre, KYHÖGE cinsiyet, diyet yapma durumu, tuzsuz diyet uygulama, tuzdan kaçınmaya dikkat etme ve tavsiye edilen sağlık kontrollerine gitme değişkenlerine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık gösterdiği belirlendi (P < 0,05). Katılımcıların AKYÖB-9 ölçeğinin toplam puanının diyet yapma durumu, tuzsuz diyet uygulama, tuzdan kaçınmaya dikkat etme, ailede kalp yetersizliği tanısı alan birinin varlığına, kalp yetersizliği tanılı yakın ile aynı evde yaşamaya ve tavsiye edilen sağlık kontrollerine gitme değişkenlerine göre istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık gösterdiği belirlendi (P < 0,05). Yapılan korelasyon analizinde toplam AKYÖB-9 ve toplam KYHÖGE ölçek puanları arasında orta düzeyli negatif yönlü ilişkinin olduğu belirlendi (r= -0,450; P < 0,01).

Sonuç: Kalp yetersizliği olan bireylerde öğrenme gereksinimleri ve öz bakım düzeylerini hastaların bazı sosyodemografik ve hastalık değişkenleri etkilemektedir. Ayrıca, bireylerin öğrenme gereksinimleri arttıkça, öz bakım davranışlarının azaldığı sonucuna ulaşıldı. Sağlık çalışanlarının özellikle risk altında olan bireylerde öğrenme gereksinimlerini belirleyerek gerekli eğitimleri vermesi önerilmektedir.

5. 
Sosyal Destek Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda Öz Bakım Davranışını Etkiler mi? Tanımlayıcı Bir Araştırma
Does Social Support Affect Self-Care Behavior in Patients with Heart Failure? A Descriptive Research
Esra Nur Güzel, Ayşegül Koç
doi: 10.5543/khd.2024.72473  Sayfalar 97 - 103
Amaç: Bu araştırma, kalp yetersizliği olan hastaların algıladıkları sosyal desteğin öz bakım davranışına etkisinin incelenmesi amacıyla yapıldı.

Yöntem: Tanımlayıcı olarak yapılan bu çalışma; Mart 2022-Ekim 2022 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin kardiyoloji servisinde yatan kalp yetersizliği olan 200 hasta ile yapıldı. Araştırmanın verileri Demografik Veri Formu, Avrupa Kalp Yetersizliği Öz Bakım Davranışı Ölçeği (AKYÖBÖ) ve Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) kullanılarak toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS (Statistical Package for Social Science for Windows) 22.0 paket programı kullanıldı.

Bulgular: Çalışmaya katılan kalp yetersizliği olan hastaların yaş ortalaması 64,97 ± 11,56 yıldır. Hastaların %54’ü 65 yaş üstünde olup %53,5’i erkek, %65,5’i evli, %63’ü ilkokul/ortaokul mezunudur. Hastaların %62,5’inin gelirinin gidere eşit olduğu, %92’sinin çalışmadığı ve %84,5’inin kentsel bölgede yaşadığı belirlendi. Algılanan sosyal destek ölçeği toplam puan ortalaması 49,53 ± 11,75, öz bakım davranışları ortalama puanı 30,32 ± 5,67 olarak bulundu.

Sonuç: Çalışmada, kalp yetersizliği olan hastaların algıladıkları sosyal destek arttıkça öz bakım davranışlarının da arttığı sonucuna ulaşıldı.

6. 
Kalp Yetersizliği Olan Hastalarda Sağlık Okuryazarlığının Hastalık Algısı ve İlaç Uyumu ile İlişkisi
The Relationship Between Health Literacy, Disease Perception and Medication Adherence in Patients with Heart Failure
Gizem Ekenler, Büşra Altınel
doi: 10.5543/khd.2024.05668  Sayfalar 104 - 109
Amaç: Bu araştırma; kalp yetersizliği olan hastaların sağlık okuryazarlık düzeylerinin hastalık algısı ve ilaç uyumu arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapılmıştır.

Yöntem: Bu çalışma tanımlayıcı ilişki arayıcı türde tasarlanmış olup 1 Ağustos 2021-30 Mart 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Bir üniversite hastanesinde kalp yetersizliği tanısı ile tedavi alan 165 hasta ile çalışma yürütülmüştür. Veriler Kişisel Bilgi Formu, Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği, Kısa Hastalık Algısı Ölçeği ve İlaç Uyumunu Bildirim Ölçeği ile araştırmacı tarafından yüzyüze anket yöntemi kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde Mann Whitney U, Kruskall Wallis ve Pearson Korelasyon analizi kullanılmıştır.

Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 61,40 ± 2,07 olup, %90,3’ü evli, %59,4’ü erkektir. Hastaların Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği puan ortalaması 87,67 ± 18,59, Kısa Hastalık Algısı Ölçeği puan ortalaması 43,76 ± 9,03, İlaca Uyum Ölçeği puan ortalaması ise 22,84 ± 3,03 olarak belirlenmiştir. Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği ile Kısa Hastalık Algısı Ölçeği puan ortalaması arasında negatif yönde orta düzeyde; Sağlık Okuryazarlığı Ölçeği ile İlaç Uyumunu Bildirim Ölçeği puan ortalaması arasında pozitif yönde orta düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir (P < 0,01).

Sonuç: Çalışmaya katılan hastaların sağlık okuryazarlık düzeylerinin, ilaca uyumlarının ve hastalık algılarının düşük olduğu tespit edilmiştir. Sağlık okuryazarlığı yüksek olan hastaların ilaca uyumları ve hastalık algıları olumlu yönde şekillenmektedir. Kalp yetersizliği olan hastaların sağlık okuryazarlığı düzeylerinin ve farkındalıklarının artırılmasına yönelik deneysel çalışmaların planlanması önerilmektedir.

DERLEME
7. 
Hemşireler Tarafından Koroner Arter Bypass Greft Hastalarına Uygulanan Taburculuk Eğitimi ve Telefon Danışmanlığı: Nedir, Neden Önemlidir, Faydaları Nelerdir?
Discharge Training and Telephone Counseling Applied by Nurses to Coronary Artery Bypass Graft Patients: What Is It, Why Is It Important, What Are the Benefits?
Ufuk Kaya, Ümran Dal Yılmaz
doi: 10.5543/khd.2023.39206  Sayfalar 110 - 114
Koroner arter bypass ameliyatı karmaşık ve yaygın olarak uygulanan bir ameliyattır. Ameliyattan sonra hastanın hastanede ve evde yaşayabileceği birçok sorun vardır. Bu sorunları çözmek, önlem almak ve hızlı müdahale etmek için taburculuk eğitimi ve telefonla danışmanlık büyük önem taşımaktadır. Taburculuk eğitimi ve telefonla danışmanlık sayesinde hastanın öz bakım gücü artacak, baş etme ve adaptasyonu daha kolay olacak, daha hızlı ve daha rahat bir iyileşme süreci yaşayacaktır. Bu amaçla koroner arter baypas greft cerrahisi sonrası hastalara verilen taburculuk eğitimi ve telefon danışmanlığı hakkında bilgi vermek, önemini ve faydalarını aktarmak amacıyla bu derleme yazılmıştır.

OLGU SUNUMU
8. 
Sol Ventrikül Destek Cihazı Planlanan Hastanın Michel’in Hastalıkta Belirsizlik Kuramına Göre Bakımı: Olgu Sunumu
Care of a Patient with Planned Left Ventricular Assist Device According to Michel’s Theory of Uncertainty in Dısease: Case Report
Gamze Ataman Yıldız, Fatma Eti Aslan
doi: 10.5543/khd.2024.84429  Sayfalar 115 - 120
Kalp yetersizliği (KY), hastaları birçok yönden etkileyen önemli bir kronik hastalıktır. Kalp yetersizliğinin tek tedavisi kalp nakli olarak bilinse de donör sayısındaki yetersizlik nedeniyle bu hastalara yeterli sayıda kalp nakli yapılamamakta dolayısıyla alternatif tedaviler uygulanmaktadır. Bu nedenle en güncel tedavi yaklaşımı olan sol ventrikül destek cihazlarının kullanılması giderek artmaktadır. Bilinirliği az olan tedaviler hastaların belirsizlik yaşamasına neden olabilir. Bakım sürecinde hastaya nasıl yaklaşılması gerektiği önemlidir. Hemşirelerin bakım sürecinde kuram ve modelleri kullanması hastalara nitelikli bir bakım verebilmelerini sağlamaktadır. Merle Michel’in Hastalıkta Belirsizlik kuramına göre amaç; hastaların algıladıkları belirsizlikleri tanımlayarak bu süreçle baş etmeyi kolaylaştırmak ve hastalığa uyumu sağlamaktır. Bu tedaviyi Hastalıkta Belirsizlik kuramı ile ele alan ilk olgu sunumudur. Hastanın sol ventrikül destek cihazı ile ilgili belirsizlik algısının, bu kurama göre değerlendirilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir.

Hızlı Arama



Copyright © 2025 Kardiyovasküler Hemşirelik Dergisi